Maçın teknik taktik analizinden önce şunu belirteyim ki; ben bu
Fırat Aydınus denen hakemin göğsündeki FIFA kokardını neden
aldıklarını dün akşam daha iyi anladım. Aatıf’ın Barış’a, Souza’nın
rakibine tokadına, Valbuena’nın topu kaptırdıktan sonra ters
ayağıyla rakibinin bileğine basışına bırakın kırmızı kart
göstermeyi, düdük bile çalamadı bu hakem. Bursaspor’un as
oyuncularının birbiri peşine sakatlanıp çıkışına Yusuf’un koca
oyunda sıfır çekişi, Batalla’nın 60. dakikadan sonra ayağını
kaldıramayışı, Fenerbahçe’nin evinde rakibine karşı 11’e karşı 7
oynadığının açık görüntüsüdür.
Balkondan konuşma üstadı olan Aykut Kocaman’ın bu maça son
Kasımpaşa on biriyle çıkışı doğru bir tasarruf idi ama dakikalar
geçtikçe ne Alper, ne Aatıf ne de Giuliano’nun sanki maçı oynamak
istememeleri gibi hâllerini göremedi. Şener ile Hasan Ali sanki dün
akşam bir değil, üç maç oynadılar diyebiliriz
Bursaspor’un parasızlıktan idmana çıkmayan takımının Kadıköy’de
böylesine hem de çok büyük eksikliklerle oynayabileceği hiç aklıma
gelmemişti. Ama oynadılar. Puanı da alacaklardı ama emekli Sow’un
kendi kalesine attığı golün yanı sıra bir de sözüm ona hakemden
kırmızı kart yardımı eklenince Fenerbahçe zirve yarışının içinde
kaldı.
Golü kim attı peki? Direkt oynaması gerekirken altın makas yiyen
Fernandao!
Yusuf başta olmak üzere yürüyen siyahilerin Bursa’ya pek bir şey
veremeyecekleri ortaya artık açıkça çıkarken, hakemin doğrama
makinasına girip kırmızı kartla sahadan atılan Bursa teknik heyeti
de ne olacak acaba?
Tekrar işin özüne dönersek; iki kenar bekiyle oyunun yönetimini
üstlenmiş iki Fenerbahçeliye, yani Şener ile Hasan Ali’ye şayet en
üst düzey Avrupa biletlerinden biri alınırsa madalya takmak da
gerekir. MAÇIN ADAMI: Şener Özbayraklı ...