Önce şu malum VAR’dan başlayayım... Hani şu ekran sayesinde maç
içinde önemli kararların alındığı yenilik. Ben buna karşıydım.
Neden mi? Hakemin sahadaki tek patronluk dönemini sona erdirecek,
dolayısıyla da futbol taaa kalbinden katledilmiş olacaktı. Bize
anlatılanlardan bunu anlamıştım. Ancak ne var ki bu Dünya Kupası
işin aslını ortaya çıkardı. Şimdi mi ne düşünüyorum. Bu VAR işe
yarar bir uygulama olmuş. Ama en önemlisi, tabii ki bence, son
kararı yine de hakemin vermiş olabileceği gerçeğidir. Bir merkezde
konuşlanmış ekran görevlileri hakemin kulaklığına, “Şu pozisyona
bir daha bak. Biz bir şeyler gördük” diye uyarıda bulunuyor. Hakem
de, şayet tereddüt etmiş ise tabii ki, gidip saha kenarındaki
ekrandan izliyor. Ve de son kararı yine kendisi veriyor.
Şimdi çok çarpıcı yaşanmış bir olayı dile getireyim. Bizim Cüneyt
Çakır, son maçında merkezden “Penaltı var galiba!” diye gelen uyarı
üzerine saha kenarındaki ekrana gitti ve yaptığı inceleme sonucunda
da “Penaltı yok, devam!” diyerek vermiş olduğu kararın doğru
olduğunu bir kere daha kanıtlamış oldu. Yani son karar maçın
hakeminin oldu.
Şimdi gelelim işin tehlikeli olacağı yere... Bizim ligde
uygulanmaya başlandığında bu yenilik, iddiaya girerim ki kulüp
başkan ve yöneticilerini, tribünleri, hatta spor basınını müthiş
bir kavgaya sürükleyebilir. Çünkü yukarıdaki cümlede değindiklerim
Rusya’da tribünleri dolduran binlerce futbolu bilen taraftarlardan
daha iyi bilirler (!) bu işi... Burada bizim hakemlerin yüreğini
yenilemeleri de gerekiyor. Veya güçlendirmeleri... Bunda da
federasyonun, hatta daha da yukarıların desteği de şarttır. Önemli
bir yere daha vurgu yapayım. Şu ekran başındaki hakem takımı var
ya, onların ciddi şekilde koruma altında tutulmaları gerekir. Tabii
ki sahadaki ekrana giden hakeme de Allah yardımcı olsun!
İşte başlığımdaki “Yok” kısmı bu son paragrafla bağlantılıdır.
...