KAYNAKLAR 1941'den bugüne maden kazalarına 3 binden fazla kurban
verdiğimizi yazıyor...
13 Mayıs 2014’te, Soma’daki faciada (veya katliamda) 301 maden
işçisi can verdi ki; “bu alanda” daha büyük bir acı yaşamışlığımız
yoktur, umarım bir daha da yaşamayız...
En yumuşak hafızalı olanımız bile o günlerde toplumun yaşadığı
üzüntüyü, sarsıntıyı, isyan duygusunu hatırlayacaktır.
Herhalde bu faciayı hatırlayınca “tekme” de gözünüzün önüne
gelmiştir.
Yine de hatırlatayım.
O dönemde Başbakan olan Sayın Erdoğan Soma’yı ziyaret etmiş, bu
ziyaret sırasında birtakım protestolar yaşanmıştı.
Başka memleketlerden, yüz küsur yıl öncesinden kaza örnekleri
verilerek facianın “madencinin kaderi”ne bağlanması vesaire
tepkilerin protestoya dönüşmesini tetiklemişti.
Bu ortamda yanından geçen resmi araç konvoyuna tekme savuran Erdal
Kocabıyık yemişti “tekme”yi.
HELALLEŞTİK ABİYLE
Başbakanlık’ta müşavir olduğunu öğrendiğimiz genç, takım
elbiseli bir vatandaş (Yusuf Yerkel), özel harekâtçıların “zaten”
yere yatırarak etkisiz hale getirdikleri Kocabıyık’a vurduğu tekme
ile gündeme gelmişti.
Evi basılan, sorgulanan Kocabıyık’ın “provokatör” ve “örgüt üyesi”
olarak suçlandığına da şahitlik etmiştik ancak çıka çıka 10 yıllık
maden işçisi çıkmıştı talihsiz protestocu...
O dönemde Bülent Arınç bir basın toplantısında tekme atan müşaviri
“kibarca” ayıplamış, “Belki bir soruşturma açılır” demişti.
Bir süre sonra Erdal Kocabıyık haber bültenlerinde “Yusuf Abi
aradı. Karşılıklı özür dileyip helalleştik. Konu kapandı, davacı
olmayacağım” demişti.
Tahmin edeceğiniz üzere bir süre ortalıkta görülmeyen Yusuf Yerkel
halihazırda Başbakanlık Müşaviri olarak görevine devam ediyor.
Peki tekmeyi yiyen madenciye ne oldu?
Pazar günü ne olduğunu öğrendik:
“Erdal Kocabıyık’ın Soma Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada,
bilirkişi tespitine göre araçta oluşan 543.44 liralık zararı
karşılayacağı öğrenildi...”
‘BABAMA NİYE VURUYORLAR?’
Kocabıyık’ın avukatı Oğuzhan Gezer der ki: “Bu aşamada biz
bilirkişi tutanağına itiraz ettik, çünkü bilirkişi tutanağında
tutarsızlıklar vardı. Yani tekmenin vurulmuş olabileceği şeklinde
net ifadeler yoktu, ihtimalli ifadeler vardı. Yeniden bilirkişi
incelemesine gönderilmesini istedik ama bu durumu hâkim kabul
etmedi. Mahkemeden süre istedik ama her şekilde bu zararı
müvekkilimin yatırması gereklidir...”
Kocabıyık’ın eşi Derya Kocabıyık der ki: “O tekme sadece ona
vurulmadı, bunu herkes biliyor. Faciayı yaşayan bütün herkese
atıldı o tekme. Çocuğum televizyonda babasının tekmelendiğini
görünce ‘Anne, babama neden vuruyorlar?’ diye sordu, ne diyeceğimi
bilemedim...”
Ve nihayetinde tekmeyi yiyen Erdal Kocabıyık der ki: “Çok
sıkıntılar yaşadım, hatta işsiz kaldım. Çevremdeki kişilerin
karşısına çıkamaz oldum. Mahkeme sonucuna itiraz ettik. İtirazımı
reddeden mahkeme, bu cezayı bana uygun görmüş. Ben de Türkiye
Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak hukuka ve adalete güvenim
sonsuz olup bu cezayı öderim...”