ARKADAŞIMIZ Dinçer Gökçe’nin “Beyoğlu Hayal Kahvesi kapanıyor”
haberi bir süredir sohbetlerde “altyazı” olarak geçen söylentiye
netlik kazandırmış oldu.
“Hayal kapanıyormuş, öyle duydum” cümlesinin ardından kendi
çevremden gelen tepkileri paylaşırsam “hadiseye verilen tepkiler”
konusunda bir nevi özet çıkarmış oluruz sanırım.
“Abi, hadi ya!” diye üzülen ve/veya üzüntüsünde ısrarcı
olmayanlar...
“Gençliğim eyvah!” diyerek, sırtına vurduğu nostalji yüküyle
beraber konuya geriatri kavşağından dahil olanlar...
“Afrika Han’dan taşındığında kapanmış sayılırdı” girişiyle tarihsel
bir perspektife sahip olduğunu vurgulayanlar...
“Beyoğlu mu kaldı abi? Orayı da nargileci, şekerci, kahveci
yapsınlar rahat etsinler” çıkışmasıyla muhitin yıllardır askıda
olan vefat ilanını hatırlatanlar...
“Yapma ya? Niye ki?” diye şaşırarak en az 10 yıldır kendi hayal
âlemimde yaşadığını belli eden şapşikler...
“Kapı politikası küskünleri” gibi butik yaklaşımlar da vardı ama
kestirmeden gidersek, tepkiler bu ana hatlar üzerine yığılıyordu
işte...
KALDIRIMLARIN DİLİ YOK
Hayal Kahvesi’nin veya sık kullanıcılar arasındaki kısaltılmış
haliyle Hayal’in kapanmasına elbette üzüldüm ama şaşıracak bir
taraf bulamıyorum.
Konum itibariyle gerçekçi yaklaşanlarla, nostalji heybesini
yoklayanların hattına yakın gezdiğimi söyleyebilirim.