HALEPLİ küçük kızın adı Bana Alabed. 7 yaşında.
Belki görmüşsünüzdür bazı haber bültenlerinde.
Yatakla duvar arasına sığınmış, gözlerine çökmüş korku yüklü
bulutların arkasından sesleniyordu: “Biri beni kurtarsın...”
Halepli Bana Alabed, Halep’teki savaşın orta yerinde kalmış
çocuklardan biri.
İngilizce öğretmeni olan annesinin adına açtığı ve ortak
mesajlarını yaydıkları bir Twitter hesabı sayesinde tanıdı dünya
Bana’yı.
23 Eylül’de açılan bu hesap (@AlabedBana) dün itibariyle yaklaşık
250 bin lişi tarafından takip ediliyordu.
Savaşın, kuşatmanın, açlığın, ölümün, yıkımın, bombaların,
hastalığın ve çaresizliğin ortasından bildiriyor sadece çocuklara
bahşedilmiş güzel gülüşlü Bana...
“Çocukluk anılarımıza kalan bu işte” diyerek bombalanmış çocuk
odasında savrulmuş oyuncakların fotoğrafını paylaşıyor.
27 Ekim’de bir “diş” haberi paylaştı takipçileriyle: “Diş perisi
buradaki bombalardan korktu, deliğine saklandı. Savaş bitince geri
dönecek...”
4 Kasım’da “İyi akşamlar. Hâlâ hayattayım” yazıyordu.
9 Kasım’da “Hasta oldum. Savaş yine başladı, ilaç yok. Lütfen benim
için dua et sevgili dünya” yazıyordu.
Günlerce evlerinin yakınlarına düşen bombaların, yıkılmış okulunun,
yaşanan sefaletin fotoğrafları ve videolarını paylaştı Bana ve
annesi.
26 Kasım’a gelindiğinde “Lütfen sevgili dünya” diye bağırıyordu
Bana: “Biri beni kurtarsın...”
27 Kasım’da evleri bombalandı. Bana ve ailesi küçük sıyrıklarla
kurtulduklarını duyurdular yıkıntının fotoğrafıyla: “Bu bizim
evimiz. Sevgili bebeklerim bombalanan evimizde öldü. Çok üzgünüm
ama hayatta olduğum için sevinçliyim.”
Yıkılan evlerini geride bırakıp kuşatmadan, ölümden, savaştan
kaçmaya çalışıyorlar.
Bir küçük kızın dramının ötesine geçti “Bana’nın savaş günlüğü”
bütün bu süre zarfında.
Esad, bir televizyon röportajında Bana’nın sorulması üzerine
“Propaganda malzemesi” dedi, ciddiye almadı, suçladı.
Bana’nın radikal İslamcı örgütlerin propaganda aygıtı olduğunu
iddia eden başkaları da çıktı...
“Elektriğin neredeyse hiç gelmediği Doğu Halep’te nasıl şarj
ediyorsun?” diye sorguladılar, “Güneş panelleriyle” cevabı
geldi.
Hükümet güçleri tarafından ölümle tehdit edildiklerini duyurdu
annesi sosyal medya mesajları yüzünden...
O küçük kızın gözlerindeki korkunun sahte olduğunu, yalan olduğunu,
propaganda için rol yaptığını söylediler.
Birleşmiş Milletler’in ateşkes girişiminin Rusya ve Çin’in
vetosuyla reddedildiği günlerdeyiz.
Dünya seyrediyor.
Bana’ya “sahtekâr” diyorlar... Ulan! Bana sahte olsa Rima var,
Nizar var, Nur var, Abud var, Şeyma var; çocuklar var işte
orada...
Vicdan pazarlayan vicdansızların, ahlak taciri ahlaksızların, yol
gösteren yolsuzların, akıl taslayan akılsızların güç savaşlarında
ölen çocuklar var orada...