İLK 20 dakikası aslında güreşmeye niyeti olmayan iki pehlivanın sonsuza kadar sürecek peşrevini seyretmek gibiydi.
Başakşehir karşısında Rodriguez'in yerine cezasını tamamlayan
Selçuk'u, Umut'un yerine Sinan'ı henüz form tutamayan Semih'in
yerine de sakatlıktan dönen Chedjou'yu yerleştirerek bir heyecan
dalgası yaratmayı ummuştu herhalde Hamza Hoca.
Moralsiz Galatasaray'ın bu değişikliklerle de ivme kazanmadığı net
bir şekilde ortadaydı.
20'nci dakikadan sonra ufak da olsa hayat belirtisi göstermeye
başladı sarı-kırmızı ekip.
Bir "butik atak", birkaç pozisyonumsu, biraz yanlış vuruş seçimiyle
de olsa varlığını hissettirdi en azından.
Bu sırada büyük takım görmüş geçirmiş Bekir, Emre, Ferhat gibi
deneyimli futbolcularıyla Başakşehir de etkili akınlar geliştirdi
elbette.
Ancak maç boyu kusursuz bir performans sergileyen Muslera, "Tokum
abi yemeyeceğim bugün" günündeydi.
Özellikle ilk yarıda perde kapanırken yaptığı kurtarış
muh-te-şem-di!
Galatasaray'ı maçta tuttu, galibiyetin bence mimarı oldu.
İki yana da devrilebilecek şekilde seyreden maçta topa ve burun
farkıyla oyuna sahip olan Galatasaray uzun bir süre Başakşehir
surlarına çarpıp geri döndü.
Aynı şekilde Başakşehir de fırsatlar buldu fakat dedik ya, Muslera
"gol yememe yemini" etmişti.