Dün 15 Temmuz’du. ABD/FETÖ darbe girişimimin birinci yıldönümü. Eğer başarılı olsalardı şu anda vatanseverler hapiste bile olmayacaklardı. İnfaz listeleri hazırdı.
Bütün planlar yapılmıştı. İnfaz ettikleri kişilerle ilgili anında “aranıyor” duyuruları yapılarak, infazlar gizlenecekti.
Adım adım her şey kontrol altına alınacaktı. Ankara’yı doğrudan ABD yönetecekti.
PKK, SURİYE, IRAK, …
Darbe başarılı olsaydı ilk olarak “Açılım” süreci yeniden devreye girecekti. Türkiye’nin bölünmesi için düğmeye basılacaktı. İmralı’da yatan Öcalan önce ev hapsine çıkarılacak, zaman içinde fiilen serbest bırakılacaktı.
Türk askeri Güneydoğu’dan çekilecek, Irak’ın, Suriye’nin bölmesi için “kara gücü” olarak kullanılacaktı. ABD, Genelkurmay Başkanlığına “eş” Genelkurmay Başkanı atayacaktı.
ULUSAL KANAL
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Forbes Kerry o akşam Moskova’da pek umutluydu. Durumu yakından takip etmek için Lavrov’la yaptığı toplantıyı sürpriz bir şekilde yarıda kesip ABD Moskova Büyükelçiliğine gitmişti.
Darbe girişiminin arkasında kim vardı? Herkesin gözü Ulusal Kanal’daydı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek darbe girişiminin arkasında ABD ve FETÖ olduğunu ilan edince iş anlaşıldı.
Türk Ordusundaki vatanseverler harekete geçti. Halk devreye girdi.
ABD şaşkındı. Pensilvanya’da yaşayan Fethullah Gülen çökmüştü. Türkiye’ye dönme, havaalanında milyonların karşılaması hayalleri tuzla buz oldu.