HALKLARIN Demokratik Partisi HDP'nin 7 Haziran seçiminde aldığı 6 milyon oy bir yerde bugünün ana tartışma konusunu oluşturuyor.
Geçen gün de özetlemeye çalıştığım ve memlekette kötü olan her şeyin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan kaynaklandığını savunan inancın dile getirdiği şeylerden biri, AK Parti ve Erdoğan'ın bu 6 milyon oyu azaltmayı kafaya taktığı.
Savaşı kim başlattı?
Bu inanca göre, durduk yerde 'Çözüm süreci' masasının
devrilmesinin ve ardından da PKK ile silahlı mücadelenin yeniden
başlamasının sebebi, Erdoğan ve AK Parti'nin yeniden yapılacak
seçimde HDP'yi baraj altında bırakmak istemesi.
Sadece bu inancı savunanların değil, HDP yöneticilerinin resmi
görüşü de bu yönde. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkan olmak için
gereken Anayasa değişikliğini yapabileceği 330'un üzerinde
milletvekiline HDP'yi barajın altına iterek kavuşabileceğini, o
yüzden de Erdoğan'ın 'savaş başlattığını' öne sürüyor HDP Eşbaşkanı
Selahattin Demirtaş.
PKK'nın hedefi HDP mi?
Bu inançla yüzde 100 çelişki içinde olmasa da bir inanç daha
var: Kandil'deki PKK yöneticilerinin, hatta İmralı'daki Abdullah
Öcalan'ın da HDP'nin 6 milyon oy almasından memnun olmadığını, bu
savaşın PKK tarafından HDP'nin etkisini kırmak, onu ikinci veya
üçüncü plana itmek için çıkarıldığını söyleyen.
Bu görüşe (veya inanca) göre, HDP elde ettiği başarıyla PKK ve KCK
dahil Kürt siyasi hareketinin ana unsuru haline geldi. Seçim
sonrası bu köşede benim de yaptığım hesap aynı yöndeydi, HDP'nin
aldığı 6 milyon oyun 5 milyon 200 binden fazlası Kürt seçmenler
tarafından verildi. Bu HDP'nin 10 Kürt'ten 6'sının oyunu alarak son
derece yüksek bir etnik temsile ulaşması anlamına geliyor. Bu denli
yüksek bir etnik temsil de, ister istemez HDP'yi PKK'nın da önüne
çıkarıyordu; Kandil işte bunu istemediği için savaşı başlattı bu
inanca göre.