İsmet Berkan Hürriyet Gazetesi

Esas ihtiyacımız kuvvetler ayrılığı

TARTIŞMA sırasında kullandığımız kavramlar ve kelimeler bile tartışmamızın özü hakkında fikir veriyor aslında. “Başkanlık sistemi” diye tartışıyoruz ama bu sistemi...

26 Ekim 2016 | 342 okunma


TARTIŞMA sırasında kullandığımız kavramlar ve kelimeler bile tartışmamızın özü hakkında fikir veriyor aslında.
“Başkanlık sistemi” diye tartışıyoruz ama bu sistemi neden istediğimizi bir türlü söyleyemiyoruz.

Veya “Biz parlamenter sistemden yanayız” diyoruz ama ‘parlamento hükümeti’ni neden diğer hükümete tercih ettiğimizi bir türlü söyleyemiyoruz.

Hükümet biçimini konuşuyoruz ama sanki ülkemizde kuvvetler ayrılığı zaten mükemmelen varmış da, tek eksiğimiz yürütmenin göreve gelme biçimiymiş gibi davranıyoruz.


KUVVETLER AYRILIĞI HİÇ OLMADI
Eğer ülkemizin demokrasisini ileri götürmek, kurumsallaştırmak ve darbelere karşı dayanıklı hale getirmek istiyorsak, yapmamız gereken şey, kuvvetler ayrılığını pekiştirmek, işler ve hesap verebilir hale getirmek.

Ne yürütme yasama ve yargının, ne yargı yasama ve yürütmenin ne de yasama yürütme ve yargının patronu olmalı. Bu üç gücün yetki ve meşruiyet alanları doğru tanımlanmalı ve onların hep birbirlerine karşı sorumlu ve hesap verebilir konumda olmaları garantiye alınmalı. İşleyen kuvvetler ayrılığı budur.

Ve ülkemizde tarihimiz boyunca sahip olmadığımız şey de aslında demokratik manada kuvvetler ayrılığıdır.

1924 Anayasası zaten kuvvetler birliği öngörüyordu, o anayasanın demokrasi diye, yönetimi paylaşma diye bir derdi yoktu, tek parti yönetimine kendince hukuki meşruiyet sağlıyordu sadece.

Bu anayasayla yapılan çok partili demokratik dönem denemesinin başarısız olması kaçınılmazdı. Cumhuriyet’in kurucusu olan ‘tek parti’nin yerine iktidara gelen öteki parti önce vesayeti bitirmeye, ardından da kendi tek parti rejimini oluşturmaya yöneldi. Bu partinin çoğunluğun iradesine dayalı olması, onu ‘demokrat’, yönetimindeki rejimi de ‘demokratik’ yapmaya yetmez.

Sakatlık 1924 Anayasası’nın kuvvetler ayrılığı diye bir şeyi hiç içermemesinden kaynaklanıyordu; siyasetçiler bu durumu kendi iktidarları için kullandılar.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İnsanlığın yüzlerce yılda oluşturduğu birikime ne oldu? 04 Aralık 2025 | 156 Okunma Orta gelir tuzağı: 17 yıldır aklı başında herkes aynı çözümü öneriyorken… 28 Kasım 2025 | 225 Okunma Suriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 26 Kasım 2025 | 113 Okunma Suriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 26 Kasım 2025 | 88 Okunma Bir sembol bizi bu kadar meşgul ettiyse, gelecekte kim bilir neler göreceğiz 25 Kasım 2025 | 124 Okunma