CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elinde ‘adalet’
pankartıyla Ankara’dan İstanbul’a yürüme eyleminin, içeride ve
dışarıda toz kaldırmaya yönelik olduğu belli! Peki, sonuç ne
olabilir?
“Yollar yürümekle aşınmaz!..” Bu söz Süleyman Demirel’in ağzından
dökülünce doğrusu çok ünlenmişti. Konuşmalarında halk deyişlerine
ve atasözlerine belki de en fazla başvuran siyasi liderlerden
biriydi Demirel. Yazının başlığı yaptığımız bu sözü de, 1970’li
yıllarda, ülkenin cadde ve meydanlarında hiç eksik olmayan
nümayişlerle ilgili bir değerlendirmesi sırasında sarf etmişti. O
dönemde bu söz çeşitli kesimler tarafından farklı biçimlerde
yorumlanmıştı. Tabiatıyla sol cenah buradan Demirel’e fena hâlde
yüklenerek, onun toplantı ve gösteri yapma hakkına karşı çıktığı
iddiasını köpürtmüştü. Oysa durum hiç de sandıkları veya göstermek
istedikleri gibi değildi… Meşru zeminler içinde, şiddete
başvurmadan ve anarşiye sebebiyet vermeden; toplantı ve meydan
mitingleri yapmak, yürüyüşler tertiplemek çağdaş demokrasi
anlayışının tartışmasız kabul ettiği siyasi ve sosyal haklardandır.
Siyasi partiler veya sivil toplum kuruluşları ihtiyaç
duyduklarında, belli maksat ve hedefler doğrultusunda bu yollara
başvururlar elbet. Burada en kritik husus, şüphesiz meşruiyet
çerçevesidir. CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün
başlattığı bu neviden bir eylem, bizzat kendisinin açıklamış olduğu
üzere, “barışçı” formatta bir tavır olma iddiasındadır. Umarız
bahse konu eylem sonuna kadar bu beyana uygun biçimde devam eder.
Aksi hâlde içte ve dışta pek çok problemle yüz yüze olan ülkemiz
için yeni bir sıkıntıya kapı aralama tehlikesi söz konusu…