ABD Başkanı içeride ve
dışarıda sıkıştıkça, söylem ve eylem bakımından saldırganlaşıyor.
Başı fena hâlde dertte… Uçkur meselesinden, yahut zimmet veya Rusya
ile gölgeli ilişkilerden ötürü gidebilir!..
Amerikan medyası şu günlerde
Trump’ı yerinden zıplatan yayınlarla dolu. Zaten bu ikili ilk
günden beri barışık değildi… Son olarak Trump’ın karısı Melanie ile
boşanma noktasına geldiği ve bundan vazgeçirmek için, Slovenya
asıllı olan eşini sınır dışı etme tehdidiyle durdurduğu yazılıp
çiziliyor. Bu meselede, çeşitli sebeplerden dolayı Donald Trump’ın
eli eşine göre daha kuvvetli olabilir. Fakat konu yalnızca Melanie
ile olan ailevi anlaşmazlık değil… ABD Başkanı, sonu uçkur
meselesine de uzanan bir zimmet suçlaması veya seçim gününden beri
bir türlü kurtulamadığı Rusya ile karanlık ve gölgeli ilişkiler
sebebiyle koltuğunu her an kaybedebilir!.. En önemli mesaj ve
kararlarını Twitter üzerinden veren ve bu özelliği ile önceki ABD
başkanlarından tamamen farklı bir profil çizen Trump, son olarak
Avrupa menşeli arabaların ithaline ek vergi getirme kararını
duyurdu. Türkiye’yi de önemli ölçüde ilgilendiren bu yeni ekonomik
atraksiyonun küresel pazarda ne gibi sonuçlara yol açacağını
bekleyip göreceğiz. Söylem ve eylemlerinde, çok rahatsız edici
biçimde saldırganlığın hep öne çıktığı Trump’ın; Beyaz Saray’da
dört yılını doldurup dolduramayacağı, ilginç bir şekilde, daha
seçim kampanyası sırasında dile getirilmeye başlamıştı. Yarışı
kazanıp Beyaz Saray’a taşınmasıyla birlikte bu söylentiler de
yoğunlaştı ve nihayet ciddi bir boyuta ulaşmış oldu. Soru şu; Trump
gitse ne olur, gitmese ne olur?
John F. Kennedy öldürüldüğünde,
yerine yardımcısı Lyndon Johnson geçmişti. Genç, fazlasıyla popüler
ve Küba Füze krizinde atak bir dış politika ile Sovyetler
Birliği’ne karşı, izafi bir üstünlük sağlamayı bilen Kennedy, güç
odaklarına hedef olmaktan kurtulamamıştı. Onun amansız rakibi Nixon
da, komünist Çin yönetimi ile ilişkileri geliştirerek, Sovyetler
Birliği’ne karşı stratejik bir üstünlük kazanmıştı. Ancak
rakiplerine karşı yasa dışı dinleme yapmasından dolayı (Watergate
skandalı) ABD tarihinde istifa etmek zorunda kalan ilk başkan
olmaktan kurtulamamıştı. Nixon’un yerine de yardımcısı Gerald Ford
gelmişti. Silik bir kişilik olan Ford için ABD’de, orta hâlli Ford
ve lüks ve konforlu bir marka olan Lincoln arabalarından yola
çıkılarak, kendisini Amerikan iç savaşını sona erdiren Abraham
Lincoln ile mukayese eden bir fıkra anlatılır. (Ne yapayım benim
adım Lincoln değil, Ford!...) Donald Trump’ın yardımcısı Mike
Pence, seçimin ertesi gününden itibaren ‘esas başkan’ veya dönem
içinde mutlaka göreve gelecek olan başkan olarak anılmaya başladı…
Şu günlerde Pence’ın yıldızı daha bir parlamaya başladı
sanki!
Yakın geçmişte Bill Clinton az
daha uçkur meselesinden ötürü başkanlığı kaybediyordu. Aslında
problem doğrudan uçkur meselesi değildi. Monika Lewinski isimli
kadınla olan ilişkisinde halka yalan söylediği veya doğru bilgi
vermediği içindi… Fakat Clinton, aşağılanmayı içine sindirerek
sonradan bazı olayları itiraf ederek azledilmekten kurtuldu. Şimdi
ise Donald Trump bir yönüyle hem uçkur meselesi hem de bir başka
önemli konu, ABD ulusal güvenliğini ilgilendiren Rusya ve bazı
Ruslarla olan gölgeli ilişkilerden ötürü, azil tehdidi altında
bulunuyor… Şöyle ki, Trump’ın eski avukatlarından Michael Cohen,
FBI ile iş birliği yaparak, vergi kaçırma ve Trump’ın seçim
kampanyasındaki bütçesini suistimal etme konularındaki sekiz
suçlamayı kabul etti. Burada, Trump’ın porno filmlerinde rol alan
bir kadınla olan ilişkisinin açığa çıkmaması için kampanya
bütçesinden 130 bin doların ödenmesi söz konusu… Trump bunu hep
inkâr etmişti. Fakat sonunda iş çok keskin bir viraja girdi. Şayet
bu hususta Trump’ın halktan doğruyu gizlediği kesinleşirse, şak
diye koltuğun altından kayması artık önlenemez…
Esas yakıcı mesele Rusya ile olan
netameli ilişkiler… Burada da kritik bir gelişme yaşandı. Trump’ın
eski kampanya direktörü Paul Manafort, kendisine yöneltilen 18 ayrı
suçlamanın sekizinden (Beşi vergi kaçırma, ikisi banka dolandırma
ve biri de yabancı bankalardaki hesabı gizleme…) suçlu görüldü.
Kalan on suçlama için de jüriye mühlet verildi. Jüri kararına göre
yeni yargılama olup olmayacağı belli olacak. Manafort’un Trump için
önemi, gizemli bir Rus kadın avukatla (Natalia Veselnitskaya)
yapılan görüşmeye katılmış olması… Bu görüşmeye Trump’ın oğlu
Donald Trump Jr. da katılmıştı. Baba Trump, bu görüşmeyi uzun süre
inkâr etmişti. Daha sonra ise konunun seçim değil, Rusya’dan evlat
edinilecek çocuklarla ilgili olduğunu ileri sürmüştü. Fakat
soruşturma savcısı, eski FBI direktörü Robert Mueller işi çok sıkı
tutuyor. Bu görüşmenin, Hillary Clinton’un kirli çamaşırlarını
açığa çıkartmaya dönük bir gizli bilgi alışverişi için olduğuna
dair güçlü belirtiler, giderek daha fazla uç veriyor… Velhasıl
Trump’ın koltuğu 7,5 şiddetinde sallanıyor. Ama asıl sorunun cevabı
önemli; Trump gitse ne olur, gitmese ne olur? Zira önemli olan
Amerikan devletinin resmî politikası, başkanların kişisel yaklaşımı
değil!