Son aylarda Güneydoğu Bölgesindeki bazı ilçelerde, meydana gelen
terör olaylarına dair haberlerde, ciddi bilgi kirlenmesi yaşanıyor.
Algı operasyonu ve dolayısıyla toplumda zihin karışıklığının önüne
geçmek gerekiyor…
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Alman Şansölyesi Merkel ile birlikte
yaptığı basın toplantısında, “Resmî olarak bizim tarafımızdan teyit
edilmemiş hiçbir habere itibar edilmemesi lazım…” dedi. Başbakan bu
uyarıyı, önceki gece yarısında peş peşe gazetelerin internet
sitelerine düşen, Cizre ilçesindeki son gelişmeyle ilgili olarak
yaptı. Bahse konu haberde, günlerdir Bölge ile ilgili gelişmelerin
odak noktası olan bir binanın bodrum katındaki 60 teröristin
öldürüldüğü bilgisi vardı. Haberin kaynağı olarak, TRT’nin bir
kanalında çalışan sahadaki muhabirle kurulan bağlantıya atıf
yapılınca, haberin ciddiyeti ağırlık kazandı ve biz de dâhil, bazı
gazeteler ertesi günkü nüshada yer verdi. Ancak gecenin ilerleyen
saatlerinde, haberin muhtevasına dair farklı bilgiler de gelmeye
başladı. Dün sabah Genelkurmay Başkanlığı ve daha sonra Şırnak
Valiliği tarafından yapılan açıklamalar, önceki akşamdan hayli
farklı idi. Hâl böyle olunca, insanlar kafa karışıklığı yaşıyor.
Tabiatıyla terör meselesinde, kimse istatistik peşinde değil.
Fitne-fesat peşinde koşanlar hariç!.. Bu arada malum odakların,
bilhassa sosyal medya üzerinden yaptığı tezvirat da konuyu büsbütün
mecrasından çıkarabiliyor. İşte, algı operasyonu dediğimiz şey de
öylece devreye giriyor…
Şimdi bütün bu zihin karışıklıklarının giderilmesi ve
dezenformasyon çabalarının boşa çıkarılması, kısacası kamuoyunun
doğru ve yeterli biçimde bilgilendirilmesi için, İçişleri Bakanı
Sayın Efgan Âlâ’nın kapsamlı bir basın toplantısıyla, özellikle son
iki ayda Sur, Cizre ve Silopi ilçelerinde neler olup bittiğini
anlatması iyi olur diye düşünüyorum. Zira bu konuya dair
açıklamalar, günübirlik ve hep bölük pörçük şekilde; ayrıca farklı
kaynaklardan olduğu için, vatandaş nezdinde yeterince açıklayıcı ve
doyurucu olmuyor. Genellikle yetkililer, sorulan bir soru üzerine
bazı açıklamalar yapıyor veya ilgili kurumlar muhtasar bir yazılı
metinle hadiselere dair bilgi veriyor. Ancak bunun yeterli olmadığı
açık. Açıklamalarda bazen tek bir ilçe, bazen de bahse konu her üç
ilçe veya sadece ikisine dair bilgiler yer alıyor. Dolayısıyla
medya organları ve vatandaş sağlıklı şekilde takip edemiyor. Sayın
Davutoğlu’nun işaret ettiği sakıncaları ortadan kaldırmanın en
sağlıklı yolu, yetkili mercilerin dört başı mamur bilgi vermesidir.
Bu, içerde ve dışarda ısrarla yürütülen sansasyonel faaliyetleri de
etkisiz kılar.
Şu hâlde İçişleri Bakanı, sokağa çıkma yasağının uygulandığı günden
beri, özellikle adı geçen üç ilçede nelerin yaşandığını, devlet
sırrına girmeyen yönleriyle teferruatlı şekilde anlatmalıdır.
Mesela toplam kaç tane hendek kapatıldı, kaç tane barikat
kaldırıldı? Kaç ton patlayıcı ele geçirildi? Ne kadar hafif ve ağır
silah yakalandı? Bu silahların menşei hangi ülkelerdir? Hepsi tek
tek açıklanmalıdır. Rusya’dan kaç roketatar, Almanya’dan kaç tane
mayın veya el bombası, ABD’den kaç tane uzun namlulu tüfek, gece
görüş dürbünü vs... Ele geçen silah ve mühimmatın toplam miktarı,
halka bütün ayrıntıları ile açıklanmalı… Kimi ülkeler bu şekilde
terörle mücadele esnasında yakaladıkları silahlarla müze bile
açıyorlar! Sadece silah değil tabii… Kaç tane şehit verdik? Toplam
kaç tane terörist etkisiz hâle getirildi? Sağ yakalananların sayısı
kaç? Ve en önemlisi, yurt dışından gelen teröristler…