Bölücü kanlı örgüt
1980’lerden bu yana sivil ve savunmasız vatandaşlara karşı, sayısız
vahşi saldırı gerçekleştirdi… Bu kalleş saldırılarda yüzlerce
insanımız hayatını kaybetti. Kulp kırsalındaki katliam bunun son
örneği.
Son derece hain şekilde
tasarlayarak ve planlayarak sivil katliamı yapmak, en aşağılık, en
kahpece bir davranıştır. Bölücü örgütün önceki akşam, Diyarbakır
Kulp ilçesi, Ağaçkorur köyü kırsalında yaptığı kalleş saldırı, bu
tür alçaklığın son örneği. Maalesef yedi vatandaşımız hayatını
kaybetti, on kişi de yaralandı. Şimdi bakıyoruz ve bekliyoruz,
acaba bu vahşi saldırıya karşı, dünyanın herhangi bir yerinden
ciddi ve samimi bir tepki gelecek mi? Galiba nafile bekliyoruz!..
Hadi yurt dışını bir tarafa bırakalım, içeride de bu hain terörist
saldırıya karşı, laf kalabalığının ötesine geçecek ve akıllarda
kalacak, toplumun tepkisini çarpıcı biçimde yansıtacak kitlesel bir
reaksiyon göremiyoruz… Neden acaba? Ne yani, Kulp kırsalındaki bu
menfur hadise, öyle geçiştirilecek bir şey mi? Söz konusu kitlesel
tepki ortaya konmadığı vakit, durumdan cüret kapan ve güya siyaset
yaptığını zanneden densiz birileri sahne alır ve rezilce
açıklamalarda bulunur. HDP Hakkâri milletvekili Leylâ Güven’in
skandal laflarından bahsediyorum… Bu bayan, boyunu çok aşan
tehlikeli laflar ediyor; “Kürt sorunu devam ettiği sürece,
gerillaya da katılımlar olacak, çatışmalar da olacak, savaşlar da
olacak…” diye saçmalıyor. Leylâ Güven, öncelikle şunu aklına
koysun: Şayet bu terörist saldırıları bir savaş olarak
algılıyorsan, bil ki senin gibi düşünen zavallıların hiçbir zaman
kazanamayacağı bir savaştır. Emperyalist güçlerin güdümünde ve
desteğinde bu kirli savaşı daha fazla
sürdüremeyeceksiniz.
Hasbelkader taşıdığın vekillik
sıfatıyla, düpedüz ihanet manasına gelen bu lafları edemezsin Leylâ
Hanım!.. Gayet iyi biliyoruz ki, samimi olarak siyaset yapmak ve
ülke meselelerine çare ve çözüm üretmek gibi bir derdiniz yok.
Sizin gibi tipler militanlık yapmayı, dürüst vatandaşlık
görevlerine tercih ediyor. Ama unutmayınız bu yol çıkmaz sokaktır.
Eninde sonunda duvara toslayacaksınız… Bakınız Leylâ Hanım, 3 Eylül
tarihinden beri, partinizin Diyarbakır İl Teşkilatı önünde, anneler
bir hak arayışı içinde oturma eylemi yapıyor. Çocuklarını
kandırarak veya tehdit ve silah zoruyla dağa kaçırıp, bir de
utanmadan bunu “gerillaya katılım” diye tanımlıyorsunuz. Bu şekilde
hayatını zindan ettiğiniz binlerce anne var. Ve henüz bunların çok
çok az bir kısmı eyleme katılmış bulunuyor. Şayet mağdur ailelerin
hepsi veya önemli bir kısmı Diyarbakır’a intikal etse, biliniz ki
onların tükürüğünde boğulursunuz… O sebeple dikkatli olun ve
aklınızı başınıza toplayın. Bölücülüğü ve onun uğruna yapılan kanlı
terörist saldırıları, savaş filan diye anlatmaya kalkışmayın.
Sizden önce de pek çok bedbaht kimse benzeri laflar etti. Ama
hepsinin sonu hüsran oldu. Bunu bilmemeniz mümkün
değil.
Kırk küsur senedir terörün her
türlüsünü denediniz. Velakin on binlerce kişinin hayatını
söndürmekten başka hiçbir şey elde edemediniz. Her seferinde
hüsrana uğradınız. Yine aynı şeyleri yaşayacaksınız. Onun için
aklınızı başınıza devşiriniz. Gittiğiniz yol yol değil. Şayet
onurlu siyaset yapacaksanız, merkezî ve yerel yönetimler için
halkın size verdiği oylara ihanet etmeyi artık bırakınız. 31 Mart
seçimlerinden önce, belediyelerin imkânlarıyla, resmî araçlarıyla
terör örgütüne hizmet eden yerel yöneticiler, haklı olarak görevden
alınıp yerine kayyum atandı. Halkımız orada verilen ve verilmeyen
hizmetin farkını gördü. Şimdi de aynı hatayı ısrarla devam
ettiriyorsunuz. Ve devlet de gereğini yapıyor, yapacak… Belediye
araçlarıyla terör örgütünün eylemlerine destek vermeyi
sürdürürseniz, bunun bedelini çok ağır ödersiniz. Kulp kırsalındaki
kalleş saldırıyla ilişkisi tespit edilen, Kulp Belediye Başkanı,
HDP İlçe Başkanı ve Kulp Belediyesi çalışanlarından biri gözaltına
alındı. İki kişi ise aranıyor. Hak mutlaka yerini bulur. Adaletten
kaçış yok. Devletin güvenlik güçleriyle çatışmaya girenler, vahim
hatasını canıyla öder. Suç işleyenler, eninde sonunda hesabını
yargı önünde verir. Kimse devlete meydan okuyamaz. Böyle bir şeye
kalkışanlar, mavi; turuncu, kırmızı kategorilerde takibe uğrar ve
er ya da geç tesirsiz hâle getirilir.
Bölücü terör örgütü, bu ihanet
hareketine başladığı günden beri, rehin almaya çalıştığı bölge
halkını kesinlikle sindiremedi, teslim alamadı… Nitekim son
katliama maruz kalan vatandaşlarımızın yakınları da, bu kalleş
saldırıların asla kendilerini yıldıramayacağını söylüyorlar. Kuzey
Suriye’de, PYD/YPG’yi silah ve mühimmatla donatan ABD’nin, kendi
vatandaşlarına “Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi’ne gitmeyin” ikazını
yapmasından hemen sonra gelen, bu alçakça saldırının beslenme
kaynağı çok net biçimde ortada duruyor. Leylâ Güven gibi
bahtsızlar, şüphesiz bu emperyalistlerin koltuğu altında, küstahça
açıklamada bulunuyor!..