Altmış yıllık hikâye nihayet gerçeğe dönüşüyor… Türkiye’nin ilk
nükleer enerji santralinin temeline harç dökülmekle, ülkemiz
hesabına pek çok alanda önemli gelişmelere de kapı aralanmış
oluyor.
Nükleer teknoloji ve onun getirdiği güç, 20. yüzyılda dünya
ülkeleri arasındaki üstünlük mücadelesinin en belirleyici unsuru
oldu… 19. asır tam da biterken (1896), radyoaktivite keşfedildi.
Ancak atomun yıkıcı gücü 1930’larda anlaşıldı ve yaklaşık elli
yıllık bir çalışma sonucunda ilk nükleer bombalar da imal edildi…
Bu yarışta üstünlüğü ve önceliği Almanya’ya kaptırmamak için,
Amerika, Kanada ve İngiltere ile uluslararası bir seferberlik
başlatarak (40 laboratuvar ve 200 bin bilim adamının görev aldığı
Manhattan Projesi…) istediği sonuca ulaştı. Amerika Birleşik
Devletleri 1945 Ağustos’unda, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki
şehirlerine nükleer bombaları atarken, aslında Sovyetler Birliği’ne
karşı da mutlak üstünlüğünü ilan etmiş oluyordu.