Peki, iktidar ve
muhalefet hesabına neler olabilir ve ne
olmayabilir?
On yedi yıldır siyasetin
lokomotifi olan AK Parti’nin, 23 Haziran’da aldığı sandık sonucu,
orta ve uzun vadede pek çok şeye kapı aralayacaktır. Bu artık şüphe
götürmez bir kesinlik kazanmış durumda… Elbette değişimler yalnızca
iktidar kanadı hesabına olmayacak. Ama öncelikle bütün gözler ve
kulaklar AK Parti cenahına dikkat kesilecek. Oradaki gelişmeler
ülke siyasetinin genelini ve yönetim karakterini de birinci
derecede belirleyici olacak!.. Zira mevcut şartlarda, CHP veya bir
başka muhalif parti, AK Parti ölçeğinde Türkiye siyasetini
şekillendirecek kapasiteye sahip değil. Bunun altını çizelim. Ancak
son İstanbul seçimleri apaçık şekilde gösterdi ki, bu ‘ayrıcalık’
iktidar partisi için her zaman çantada keklik değil. İşte o
yüzdendir ki, salı günkü grup konuşmasında; Cumhurbaşkanı Erdoğan
şu önemli cümleyi seslendirdi: “Milletimizin verdiği mesajları
görmezden gelerek, kulağımızın üzerine yatma lüksüne sahip
değiliz…” Aslında bu cümle her şeyi özetliyor. Yani, âdeta sert bir
fren mesabesinde olan 23 Haziran sandık neticesi, partinin hem
yapısı hem de politikalarında ciddi bir revizyona gitmeyi mecburi
kılmıştır. Fakat burada ince bir husus var; acaba daha önce olduğu
gibi, halkın verdiği mesajın alındığını söyleyip, ona cevap
mahiyetinde bir şeyler yapmama veya yeteri derecede mesajın
alındığını gösterecek bir icraat ortaya koymama durumu nelere yol
açar?