Belki soruyu şöyle sormak
daha iyi olur; Sisi daha ne kadar dayanabilir? Mısır halkı altı
sene sonra yeniden hak ve hürriyet arayışı için meydanlara dökülmüş
bulunuyor. Bu defa istediği neticeyi alabilecek
mi?
Aslında Mısır halkının en büyük
sıkıntısı ve şanssızlığı, kendisini yönlendirecek ve hedefe
ulaştıracak çapta güçlü lider/lerden mahrum olması… Kısa bir müddet
için halkın bir kısmını eylemlere sevk edebilen ve akabinde saman
alevi gibi sönüp giden liderciklerle, Mısır’ın bir yere varması ne
yazık ki mümkün görünmüyor! Bu konuda kısa vadede yapılabilecek
fazla bir şey de bulunmuyor. Zira Mısır’daki siyasi – sosyal ve
askerî dengeler, insanların değil hareket, düşünme kabiliyetini
bile köreltiyor. Mısırlıların en büyük talihsizliği de burada… Bu
öyle bir kırılganlık ki, dış kaynaklı telkin ve teşviklere,
tezgâhlara karşı tamamen güçsüz ve etkisiz bırakıyor. 2005 yılında
Hüsnü Mübarek’e rakip olarak başkanlık yarışına katılmaya çalışan
El Ğad (yarın) Partisi başkanı Ayman Nour (Eymen Nur) sosyal
medyadaki aktivitelerle bir anda Mısır’da çok önemli konuma
gelebilmiş, ancak peşinden devletin baskı ve tehditleriyle (Evrakta
sahtecilik suçlamasıyla beş yıl hapis cezası verilmişti…) bambaşka
bir zeminde bulmuştu kendisini… Mısır’da güç odaklarının merkezinde
tartışmasız biçimde ordu yer alıyor. Dolayısıyla arkasında ordunun
gücü olmayan sivil veya asker bir kişinin yapabilecek fazla bir
şeyi bulunmuyor ne yazık ki! Bunun en çarpıcı misali, geçtiğimiz
haziran ayında hapishanede vefat eden Muhammed Mursî’dir. O
sebepledir ki, şu günlerde Mısır halkını yine sosyal medya
üzerinden, dolaşıma soktuğu kısa filmlerle mobilize etmeyi başaran
Muhammed Ali isimli kişinin, başlatmak istediği halk hareketinin
şansı konusunda çok fazla iyimser olamıyoruz. Şayet bambaşka
faktörler devreye girmezse…
Muhammed Ali, ne Kavalalı gibi
paşa ne de Amerikalı adaşı gibi şampiyon boksör… Ama o biraz artist
(birkaç filmde oynamış) ve daha çok da ordu müteahhidi!.. En fazla
iş tuttuğu kişilerin başında da, hâlihazırda Mısır halkının ümüğünü
sıkan diktatör Sisi geliyor… Ama nasıl olmuşsa ve neden dolayı
olmuşsa, o şimdi muhalif, üstelik sürgünde. Zaten Mısır’da olsa bu
aktiviteyi yapma şansı olamazdı. Muhammed Ali canından bezmiş
Mısırlıları bir video ile galeyana getirmeyi başardı. Ancak bunun
devam nasıl gelecek? Yukarıda ifade ettik, Mısır’da gerçekten bir
siyasi hareket icra etmek için, ordunun doğrudan veya dolayı
desteğini almak şart. Mısır ekonomisinin yarısından fazlasını
kontrolü altında tutan ordu içinde, paylaşım kavgaları ve bundan
dolayı husumetlerin meydana gelmemesi imkânsız… Zaten adı geçen
Muhammed Ali’nin çıkış noktası da burası. İspanya’ya kaçmış olan
Ali, Sisi’nin Mısır halkının parasını nasıl çarçur ettiğini, sosyal
medya üzerinden köpürterek onu istifaya zorlamaya çalışıyor. Geçen
altı sene zarfında kendisinin de ne gibi alışverişlerde yer
aldığını söylemiyor pek tabii. Ama Mısır halkı yine de bir umut
olabilir mi diye, Ali’nin başlattığı harekete kayıtsız kalmıyor.
Gelgelelim bu Muhammed Ali, tabiatıyla Sisi’yi nakavt edecek
yumruğu vurmaktan aciz… Mısır’daki sosyal ve ekonomik yapı,
âdeta orduya ve ordudan yansımalara göre şekillenen bir sınıflaşma
modeli…
Çünkü 1952’de General Necip ve
Albay Cemal Abdunnasır’ın, başını çektiği darbeden bu yana, Haziran
2012 - Haziran 2013 tarihleri arasındaki Mursî dönemi hariç, hep
askerî ve otoriter bir yönetim ülkeye hâkim oldu. Mısır’ın bütün
kaynakları da bu asli güç odağı tarafından tanzim edildi. Nasır
1954’ten 1970’e kadar ülkeyi yönetti. Enver Sedat, 1970’ten
suikasta uğradığı 1981 yılına kadar, Mısır’ı belli bir istikamette
götürmeye çalıştı. Sedat’ın yardımcısı olan Hüsnü Mübarek de,
1981’den halk ayaklanmasıyla 18 gün içinde yıkıldığı Şubat 2011’e
kadar, tam otuz sene boyunca, demir yumrukla ülkeyi idare etti.
Şimdi soru şu; Acaba ABD Başkanı Donald Trump’ın “Benim favori
diktatörüm” dediği, halkına karşı son derece gaddar ve zalim, ancak
Batı’ya karşı da bir o kadar mülayim Sisi, daha ne kadar
dayanabilecek? Kendi hesabına göre bir anayasa değişikliği ile
iktidarını en az 2034 yılına uzatmak istiyor. Velakin bu hiç de
kolay değil. Anlaşılan o ki, kimi odaklar Sisi’nin iktidarından
memnun değil. Bunun için de Muhammed Ali gibi figüranları piyasaya
sürüyorlar. M. Ali aktör olmadığını, figüran olduğunu herhâlde
biliyor!.. Sisi’nin koltuğu, onu oraya getiren güçlerin niyet ve
hedeflerine göre sağlamda kalabilir veya sallanıp
yıkılır…