Türkiye’yi dünya ölçeğinde öne çıkaracak kapasitede küresel
marka sayısı oldukça az… Bir de bu markaların bilinirliği meselesi
var. Galiba bazı markalarımızın henüz yeterince farkında
değiliz!..
Bazı başarı hikâyeleri çabuk ünlenir… Ama bazıları da vardır ki,
kapalı akan sular gibi yalnızca kendi mecrasıyla sınırlı olarak
mevcudiyeti bilinir ve sıradan bir durum gibi algılanır. Oysa işin
hakikati çok daha farklıdır… Şayet yeterince farkında olursak ve
bilinçli bir şekilde sahiplenebilirsek, kendi başarı
hikâyelerimizin, küresel ölçekte daha çok bilinmesini ve ona göre
de ülkemize katma değer getirmesini sağlayabiliriz. Bu anlamda,
TURGUT ÖZAL TIP MERKEZİ (TÖTM) hiç tartışmasız, bir dünya
markasıdır! Peki, bunun ne kadar farkındayız acaba? Rahmetli Turgut
Özal’ın, o büyük vizyonu ile hayata geçirilen bu eşsiz sağlık
merkezinin değerini ne ölçüde biliyor ve takdir ediyoruz?
Düşünebiliyor musunuz, karaciğer naklinde dünya ikincisi ve kemik
iliği naklinde dünyanın ilk üç – dört ülkesi arasına girmemizi
temin eden bu muhteşem tıp merkezi, orta büyüklükteki bir Anadolu
şehrinde, mütevazı bir kimlik içinde, küresel başarılarını âdeta
bir utangaçlık içinde kendine saklıyor!.. Böyle bir küresel marka,
başka ülkelerin elinde olsa, neler yaparlar neler…
Geçtiğimiz pazartesi günü, Malatya’da İnönü Üniversitesini, üç yıl
aradan sonra yeniden ziyaret etme fırsatı buldum. Rektör Prof. Dr.
Ahmet Kızılay, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Abdülkadir Baharçiçek,
Prof. Dr. Nusret Akpolat, Fakülte Hastanesi Başhekimi Prof. Dr.
Hakan Parlakpınar, Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai
Yılmaz ve Kan ve Kemik iliği Nakli Derneği Genel Sekreteri Prof.
Dr. Mehmet Ali Erkurt’tan, TÖTM hakkında aldığım bilgiler, beni
tarifsiz bir sevince gark etti. Ülkemizin çeşitli sıkıntılarla
boğuştuğu bu dönemde, dünya çapında göğsümüzü kabartacak ve
gelecekte bize, bilimsel ve ekonomik açıdan çok daha büyük
avantajlar sağlayacak bu başarı hikâyesini, derin bir mutluluk
içinde dinledim…