7 Haziran’da seçim sandığından çıkan neticeyi, herkes işine
geldiği gibi okumak ister… Ama gerçek tabii ki bir tane! Yani
mesajı doğru okumalı.
Türk halkı geçmişte pek çok kez yaptığı gibi, son seçim sandığında
da, siyasi partilere yine güçlü mesajlar verdi. Bu mesajları doğru
okumayan siyasiler, bundan sonraki süreçlerde daha büyük kayıplar
yaşayabilir… 2002 yılı seçimlerinde, Meclis’te en çok sandalyeye
sahip ve hükümet ortağı olan ilk iki sıradaki parti başta olmak
üzere, tam beş tane siyasi aktörün baraj altında kaldığını
hatırlamakta fayda var. Halkımız, siyasi arenada kendi iradesini
temsil etmek üzere görev verdiği kadroları, gerekli gayret ve
dikkati göstermedikleri zaman, tereddütsüz saf dışı bırakıyor.
Pazar günü tezahür eden halk iradesi, iktidar ve muhalefet
partilerine net biçimde mesajlar veriyor. Ortaya çıkan tabloyu
çeşitli açılardan okuyabiliriz…
Birincisi, 13 yıllık kesintisiz iktidar yıpranması ve yorgunluğuna
rağmen, AK Parti, seçimi yine açık ara önde bitirmiştir. Ana
muhalefet partisi ile aralarında tam 16 puan fark vardır (25’e 41).
Bu bakımdan Başbakan Davutoğlu’nun, “Seçimin galibi AK Parti’dir…”
beyanı şüphesiz doğrudur.