Yarın başta İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin 81 vilayetinde
aynı anda milyonlarca kişi, demokrasi ve şehitlere sahip çıkmak
için meydanları dolduracak. Tek bayrak, tek yürek, tek devlet, tek
vatan, tek millet…
İstanbul Yenikapı’da, Ankara Kızılay’da, İzmir Cumhuriyet
Meydanı’nda; kısacası 81 vilayetin 81 meydanında, bugüne kadar
sayısız mitingler yapıldı. Bu mitinglerin bir kısmı siyasi
partilerin organizasyonu, bir kısmı sivil toplum kuruluşlarının,
meslek birliklerinin ve diğer teşekküllerin tertip ettiği
toplantılar hüviyetiyle gerçekleşti. Her biri kendi kulvarında,
belli bir meseleyi anlatma veya bir konuya dair reaksiyonda
bulunma, devlet organlarını veya vatandaşı etkileme maksadıyla icra
edildi. Ama yarınki mitingler, hem icra hem de maksat ve hedef
bakımından çok çok farklı ve Cumhuriyet tarihinde de bir ilki
teşkil ediyor. Bu açıdan hakikaten ayrı bir önemi var. Zira bundan
sonraki siyasi yansımaları ve toplumsal etkileri hayli derin ve
kalıcı olacağa benziyor. İlk defa aynı anda, Türkiye’nin tamamında
meydanları dolduran milyonlarca, belki de on milyonlarca (Sadece
İstanbul mitingine dört milyon kişinin katılması bekleniyor)
vatandaşa, demokrasiye ve şehitlere sahip çıkma konusunda ortak
mesajlar verilecek. İlk defa yarın, Cumhurbaşkanı; Ak Parti Genel
Başkanı ve Başbakan, CHP Genel Başkanı, MHP Genel Başkanı aynı
mitingde halka hitap edecekler. Sadece bu görüntü dahi, millî
birlik ve bütünlük açısından fevkalade önemli… Bu tablonun dost ve
düşman nezdinde çok derin yankılar yapacağı şüphesizdir. Çünkü
buradan verilecek mesajlar, günlük siyasi olayların ötesinde;
ülkenin bekası ve ulusal güvenliği ile geleceğe dair millî
duruşunun, en çarpıcı biçimde dünyaya anlatılması olacaktır.
Yarın İstanbul Yenikapı’dan seslendirilecek ve Türkiye’nin 81
vilayetinin meydanlarında yankılanacak bu mesajların, başta Orta
Doğu ülkeleri olmak üzere, dünyanın her tarafında büyük bir
dikkatle izleneceğinden hiç şüphe yok. Ve bu mesajlar, siyasi
sıkıntılar ve toplumsal çalkantılar, iç çatışmalar sebebiyle çok
zor duruma düşmüş ülkelerde bilhassa derin izler bırakacak.
Muhtemelen o ülke halklarının da, bundan sonraki siyasi
davranışlarında yol gösterici bir etken olacaktır… FETÖ terör
örgütünün başını çektiği askerî bir darbe kalkışmasına karşı, Türk
Milletinin 15 Temmuz gecesi ortaya koyduğu şanlı direniş ve aldığı
netice, benzer sıkıntılarla yüz yüze kalan bütün halklar için
gerçekten müstesna bir örnektir. Ama ondan da önce, Türkiye
üzerinde çeşitli hesapları olan bazı hegemonik güçlerinin giriştiği
sinsi oyunun fena halde bozulmuş olmasına dikkat kesilmek gerekir.
15 Temmuz Türk siyasi tarihinde kesinlikle bir dönüm noktasıdır.
Cumhuriyet tarihinin son altmış küsur senesinde pek çok askerî
darbe, muhtıra ve vb. müdahaleler vuku buldu. Bir kısmı da akim
kaldı. Lakin ilk defa bu çapta kanlı bir kalkışma, devlet ve
milletin ortak mücadelesiyle boşa çıkarıldı. İki haftadan beri
televizyonlarda dönen görüntüleri izledikçe, 15 Temmuz gecesi
tezgâhlanan ihanetin çapını daha net görüyor ve
anlayabiliyoruz.