Evet, olacak – olmayacak tartışmaları
artık kökünden bitti ve Türkiye’nin ulusal güvenliği için hayati
önemdeki Barış Pınarı harekâtı başladı. İnşallah kahraman
askerlerimizin burnu kanamadan başarıyla
tamamlanır.
Bugün aslında Balkanlar’daki siyasi ve ekonomik
durum ile ilgili bir yazı kaleme alacaktım. Zira Cumhurbaşkanı’nın
iki günlük Sırbistan ziyareti, bu bölgede çok önemli ve olumlu
gelişmelerin yaşandığını bariz şekilde ortaya koydu. Ancak Barış
Pınarı Harekâtı’nın resmen başlamış olması, bu konuyu ertelememizi
gerektirdi. Bugün artık dua ve temennimiz şudur; BARIŞ PINARI
HAREKÂTI’NIN NETİCESİ ŞUMULLÜ VE KALICI BİR BARIŞ OLSUN İNŞALLAH…
2011 yılı başından beri, Suriye’de oluk oluk akan kanın yerine,
perişan halkının susadığı barış ve sükûn bu pınardan gürül gürül
aksın… Ve yerinden yurdundan mahrum bırakılarak açlığa, perişanlığa
terk edilmiş insanlar, yeniden yurtlarına dönsün ve hayatını
normal şartlarda idame ettirsin. Evet, Barış Pınarı Harekâtı’nın
yegâne maksadı da barışı ve huzuru temin etmektir. Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın harekâtın başladığını duyuran Tweet’lerinde şu ana
başlıklar teyit ediliyor: Sınırımızın güneyindeki terör koridorunu
yok etmek. Suriyeli sığınmacıların evlerine dönmesini sağlamak…
Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak ve tüm Suriye halkını terörün
pençesinden kurtarmak… Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye Millî Ordusu
ile birlikte bu hedefleri gerçekleştirmek üzere harekete başlamış
bulunuyor. Olacak – olmayacak tartışmaları artık kökünden sona
ermiş bulunuyor. Keza Amerika buna müsaade eder – etmez veya Rusya
bu işe ne der gibi tartışmaların tamamı da teferruattır. Artık söz
bitmiş, icraat başlamıştır… Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı
Harekâtı’nı, dünyayı kıskandıracak derecede başarıyla tamamlayan
Türkiye, inşallah Barış Pınarı Harekâtı’nı da muhteşem bir zaferle
noktalayacaktır. Bundan hiç şüphemiz yok. Allahü teala kahraman
askerlerimizin yâr ve yardımcısı olsun.
Barış Pınarı Harekâtı, sınırımızın güneyinde
oluşturulmak istenen garnizon terör devleti projesini tarihe
gömecektir. Bu saatten sonra artık Amerika ve diğer küresel
güçlerin paralı askeri olmak gibi bir zillete düşmüş olan terör
örgütü düşünsün. PKK/PYD terör örgütü için kaçacak yer bile
kalmayacak. Yani kanlı örgüt için kaçınılmaz son gelmiştir…
Emperyalistlerin koltuğu altına girerek ham hayallere kapılan
maceraperestler, ne vahim hata yaptıklarını anlayacak, ama iş işten
geçmiş olacaktır. Kendi halklarına ihanet ederek ve kendi
insanlarını kan ve ateşe atarak, sömürgecilere hizmet etme
zilletinin ne demek olduğunu kesin biçimde öğrenecekler. Evet,
bugün itibarıyla, sadece Türkiye – Suriye sınırı için değil, Orta
Doğu’nun geneli için aslında yeni bir dönem başlamış bulunuyor.
Kanlı terör örgütünün Suriye topraklarına bütünüyle gömülmesi,
Lübnan’da, Irak’ta ve başka yerlerde önemli neticeler hâsıl
edecektir. Adına büyük denilen sömürgeci devletler, ne yazık ki
terörü bir dış politika vasıtası olarak kullanmaktan
vazgeçmeyecekler. Lakin bu bölgede eskisi kadar rahat at
koşturamayacaklar. Hâlen sığınmacı durumundaki Suriyelilerin,
oluşturulan güvenli bölgeye geri dönmesi ve normal bir hayat inşa
etmesi, terör örgütleri ve destekçilerinin kirli tezgâhlarını
bozacaktır.
Tabiatıyla her zaman olduğu gibi, Barış Pınarı
Harekâtı’nı içine sindiremeyen odaklar, ilk dakikadan itibaren
karalama faaliyetine giriştiler. Bunların tezviratına hiç kulak
asmadan Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Millî Ordusu işini en iyi
şekilde yapacaktır. İt ürür kervan yürür! Türkiye Cumhuriyeti
Devleti, Barış Pınarı Harekâtı’nı başlatarak, pek çok hesabı
temelinden bozmuştur. Bunun altını çizelim. İçeride ve dışarıda
çıkacak çatlak sesler hiç ama hiç önemli değil. Bozgunculuk yapmak
isteyen baykuşlara, Cerablus, Azez ve Afrin’de kurulan yeni düzeni
işaret ediyoruz. Oraya baksınlar. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı
Harekâtı’nın öncesi nasıldı, sonrası nasıl oldu? Amerika’nın,
Fransa’nın ve diğerlerinin iş makinalarıyla kazılan hendekler,
teröristlere mezar olurken, masum Suriye halkı için de 480
kilometrelik sınır boyunca, Suriye tarafında yeni hayat alanları
kurulacak. Bu işin hiç de kolay olmadığını hatırlatmaya gerek var
mı? Lakin Türkiye’nin gücü ve geçmişte yaptıkları, bu başarıyı da
sağlamak için yeterince teminattır. Türkiye önceki tecrübelerini
Barış Pınarı Harekâtı’nda maksimum ölçüde sahaya yansıtacaktır. Kim
ne derse desin, bu harekât barış ve insanlığa hizmet istikametinde
ilerleyecek ve mazlumların hayrına yepyeni imkânlar
getirecektir.