Lozan’da Musul konusu tartışılırken Türkiye
Başdelegesi İsmet İnönü’nün yaptığı saptama,
yaklaşık bir yüzyıl sonra bugüne ışık tutuyor:
“Eğer İngiltere hükümeti Irak ahalisini bir an
için serbest bırakıp reylerini sorsarsa Irak
ahalisinden işgal veya manda isteyen tek adam çıkmaz.
Çünkü artık hepsi anlamıştır ki ‘himaye’, ‘medeniyet
yolunda rehberlik’ gibi kelimeler ve
cümleler,istilacıların elinde zaptedilen
milletlerin siyaseten ve iktisaden yutulması için yalnız
bir vasıtadan başka bir şey değildir.”
O günün İngiltere’sinin yerini bugün ABD ve koalisyon güçleri aldı,
Irak paramparça yapıldı, Irak’ın kuzeyinde de bir Kürt mandası
kuruldu. Suriye deseniz, mezhep ve etnik köken çatışmalarına
battı.
Yüzyıl önceki masal, “medeniyet yolunda rehberlik”miş.
Şimdiki aynı masalın
adı,“demokrasi getirme” oldu.
17 Temmuz, Lozan Antlaşması ile ilgili yapılan ve anlaşmaya varılan
son toplantının yıldönümüydü.
Uluslararası hukuk alanında uzman Prof. Dr. Hüseyin
Pazarcı ile Türkiye’nin sınırında bin bir oyun
döndüren yeni sömürgecilerin Lozan’ı delmek konusundaki çabalarını
konuştuk.
Lozan Antlaşması’nın halen gerçekten hayatta olduğunu belirten
Pazarcı, “Ama, antlaşmayı değiştirmek
isteyenlerin varlığı da yadsınamaz” dedi ve
sömürgeciliğin dindirilemez tutkularından söz etti:
“Türkiye’ye yönelik arzular yalnızca Sevr Antlaşması ile
sınırlı değildi. Sevr’den öncede vardı. 1. Dünya Savaşı
sırasında Fransızlar ve özellikle İngilizler,
Ortadoğu’yukendilerine uygun bir biçimde
düzenlemeyi amaçladılar. Ancak tutturamadılar.Amaçlarını,
Sevr ile yerine getiremediler.