Köy Enstitülerinin kuruluş bayramında İsmet
İnönü’nün evinde, Pembe Köşk’teydik.
Değerli eğitimciler Dr. Niyazi Altunya,
Mustafa Gazalcı ve Mehmet
Ayhan’ı dinledik. Köy Enstitülerini, kurucusu
İsmail Hakkı Tonguç ile birlikte İsmet İnönü’yü
yerli yerine oturttular. Söyledikleri çok yerindeydi.
Çünkü, yalnız tutucular, yobazlar değil, tarihsel gelişmeleri iyi
özümseyememiş solda olduğunu ileri süren kimi isimler de, Köy
Enstitülerinin kapatılma sürecinden İsmet Paşa’yı sorumlu
tutarlar.
Oysa, Köy Enstitülerinin açılması ve yaygınlaşması konusunda İsmet
Paşa, büyük çaba harcamış, konuyla doğrudan kendisi
ilgilenmiştir.
Örneğin, Tonguç’un ilgili raporunu dinledikten sonra 1944 Mart
ayındaki bir Bakanlar Kurulu’ndan şu kararı çıkartmıştır:
“Köy Enstitülerinden çıkacak öğretmenleri köylere yerleştirmek için
gerekli yasal önlemleri zamanında alarak köy okullarına ayrılacak
araziyi sağlamak, okul yapılarını hazırlatmak ve ilgililerin bu
alandaki çalışmalarını sıkı bir şekilde izlemek.”
Aynı İnönü, Cumhurbaşkanı olarak Beşikdüzü Köy Enstitüsüne yaptığı
bir gezide, balıkçı motorlarıyla türkü söyleyerek denize ağ atan
enstitülü çocukların arasında Tonguç’a şöyle demiştir:
“Elimde bunlar gibi yetişmiş gençlerden birkaç tümen olsaydı
Türkiye’nin yazgısını değiştirirdim ben.”
Birinci ve İkinci İnönü utkuları nedeniyle
Atatürk’ün “Siz, orada, yalnız düşmanı değil,
milletin makûs talihini de yendiniz” dediği İsmet Paşa, Köy
Enstitüleri ile milletin kara yazgısını ikinci kez
değiştirilebileceğinin bilincindeydi.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye, “Hür dünyanın korunması ve
sınırlarının genişletilmesi” amacını güden dünya ağa ve beylerinin
kuşatmasına uğradı.
O günlerde...