Saraydaki, devletin başına geçmiş, devletin kuruluşunu
belgeleyen anlaşmayı reddetmeye kalkıyor. Ege’de Türk
karasularındaki adaları Yunanistan’a bıraktı ya, Lozan’ı suçlamaya
kalkıyor. Ona göre; CHP’nin başındakiler (bir zamanlar “iki ayyaş”
diye tanımlamıştı), yani Atatürk ile İsmet
İnönü vermiş Ege adalarını.
Tarih bilmiyor. İşin kötüsü bilmediğini de bilmiyor.
“Adalar” dediği, Lozan ile filan verilmemiş bir kere. Saraydakinin
özendiği Osmanlı, 1912’de toplanan Londra Konferansı ile Ege
adalarının geleceğini “büyük devletler”e devretmiş. 1919’daki
Titoni-Venizelos Antlaşması ile İtalya, Rodos dışındaki 12 adayı
Yunanistan’a; saraydakinin biricik övüncü Osmanlı da, Sevr
Antlaşması ile Rodos ve 12 ada üzerindeki tüm haklarını İtalya’ya
bırakmış.
Anlayacağınız, 1923’teki Lozan Antlaşması’na gelene değin çoktan
elden çıkmış gitmiş adalar.
Saraydaki, Atatürk’ün Sevr ile Lozan’ı karşılaştırdığı Nutuk’u da
okumamış, bilmiyor...
Sevr’de Trakya sınırı; Çatalca hattından biraz ileride bulunan
Podima-Kalikratya hattıdır. Lozan’da; Karaağaç da Türkiye’de olmak
üzere Meriç hattıdır. Sevr’de İzmir bölgesi; Kuşadası, Ödemiş,
Salihli, Akhisar ve Kemer iskelesine yakın yerlerden geçmektedir.
Yani, İzmir Yunanistan’ındır. Lozan’da; saraydakinin “gâvur” diye
tanımladığı İzmir bizimdir.
Sevr’de Gökçeada ve Bozcaada, Yunanistan’ındır. Lozan’da; Gökçeada
ve Bozcaada ile birlikte, saraydakinin şimdi tek tek Yunanistan’a
bıraktığı “Tavşan ve Merkep” adaları Türkiye’nindir.
Sevr’de Suriye sınırı; Karataş burnundan başlayarak Osmaniye,
Bahçe, Antep, Birecik, Urfa, Mardin ve Nusaybin’i Suriye
topraklarında bırakır. Yani, Lozan olmasa, saraydakinin bugün
“...