CHP’de kurultay ve dönüşüm isteyenler, önceliği tüzük, program
ve kadro değişimine veriyorlar.
Bu değişiklikler yeterli midir?
Kurtuluş sürecinde Meclis’te 2. grup ile başlayan, Cumhuriyet
devrimi sonrası kabararak süren karşı devrim didiklemesi bugün
doruk noktasına ulaşmış ve saltanatın hortlatılması ile
sonuçlanmıştır.
Kurtuluş ve kuruluşu gerçekleştiren halk örgütlenmelerine dayanan
CHP’nin önündeki en önemli ödev, ölüme mahkûm edilmiş olan
Cumhuriyet ruhunu diriltip yeniden canlandırmaktır.
CHP’nin tarihsel geçmişi, yeniden diriliş için yeterli birikime
sahiptir.
DP’nin “parti devleti” zorbalığı döneminde toplanan 14. kurultayda
kabul edilen “İlk Hedefler Bildirgesi” bu birikime en iyi
örnektir.
1959’da Kurultay dergisine yazdığı yazıda Bülent
Ecevit, iktidar olabilmenin başat koşulunun, kurultayda
toplum yaşamının tüm kesimlerinde karşılaşılan sorunlara çözüm
üretilmesinden geçtiğini vurgulamıştır.
Bu düşünsel çerçevede toplanan kurultayda kabul edilen “ilk
hedefler”in başında demokratik gelişimi durduran, gerileten tüm
antidemokratik yasa, yöntem, davranış ve uygulamaların
kaldırılacağı vurgulanır. Anayasanın çağdaş demokrasi anlayışına
uygun “halk egemenliği, hukuk devleti, sosyal adalet” temellerine
dayanması gerektiği belirtilir ve bugün de geçerli olan şu maddeye
yer verilir:
“Bir şahsın, zümrenin veya siyasi teşekkülün değil, devletin ve
bütün halkın hizmetinde tarafsız ve kanuna bağlı bir idareyi
sağlanan hukuki esaslar vazedilecektir.”
CHP’nin bugün üstlenmesi gereken sorumluluk; yalnızca tüzük ve
program değişikliğiyle ya da “Ben sarayda değil, Çankaya Köşkü’nde
oturac...