Patlıcanın 13, ıspanağın 9 lira olduğu bir ülkede elektrik
fiyatlarının düşürüldüğüne, düşük kalacağına inanmak zor!
Ocak ayı başındaki yüzde 10’luk elektrik fiyatı indirimi, Saraycı
AKP’nin alışıldık yutturmacalarından yalnızca biri.
Dağıtımının özelleştirilmesi ile katmerlenen elektrik fiyatları,
seçim borsasına bağlı olarak bir adım geri gidiyor, sonra beş adım
ileri...
Seçimden önce az indirim, seçimden sonra bol bindirim.
Örnek verecek olursak:
AKP’nin ilk büyük elektrik zammı, dağıtım özelleştirilmesinden
önce, 2007’de, anayasa değişikliği halkoylamasından sonra yüzde
54.1 ile yapıldı.
2011 seçimleri öncesi elektrik fiyatı yüzde 1’e bile ulaşmayan bir
indirime uğrarken, genel seçimlerin hemen ardından yüzde 11.75
zamlandırıldı.
Seçim yapılmayan 2012’yi, halkımız yüzde 20.69’luk zamla
kapattı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhuriyetten çıkarılıp meşruti monarşiye
evrildiği 2017 halkoylaması ve 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ile
milletvekilliği seçimleri öncesi AKP’nin fiyatlandırma ölçütü yine
değişmedi:
2017’de yüzde 0.10’luk küçücük indirime karşın, 2018 seçimleri
sonrası hemen her ay fiyatlar yükseltildi ve 2018 yılı yüzde 45
zamla kapandı.
Böylece, 2017’de 230 kilovatsaatlik asgari tüketim için 94.7 lira
ödeyen 4 kişilik bir ailenin elektrik faturası 2018’de ayda 137
lirayı aştı. Yerel seçimler öncesinde yapılan yüzde 10’luk indirime
karşın, bugün asgari tüketimin faturası ayda 123.6 lira.
Seçimler sonrasına gelirsek:
Halkımızın cereyana kapılması kaçınılmaz bir alınyazısı olacak.