Bizim siyasetçiler lafa gelince “Biz size efendi olmaya gelmedik, hizmetçi olmaya geldik” derler. Ama fiili durum bunun tam aksidir. Gerçekte kimin efendi, kimin hizmetkar konumunda olduğu pekala bellidir. Ortadoğu’da ve Rusya’dan Çin’e kadar bütün Asya kıtasında durum aynıdır.
Bun karşılık bugünkü Batı dünyasında devleti yöneten kişiler -hizmetçi olmasa bile- bir çeşit profesyonel yönetici gibi görülüyor. Artık geçmişteki gibi tanrısal vasıflar atfedilen kişiler değil liderler. Yetenekleriyle ve donanımlarıyla başta koordinasyon olmak üzere, belirli görevleri yerine getirmek üzere iş başına gelen kişiler bunlar. (Doğu ve Batı arasında son asırlarda ortaya çıkan bu farklılık belki en başlara kadar gidip Wittfogel’ın “Doğu despotizmi” teorisinden yararlanarak açıklanabilir.) Ne var ki bugünkü dünyada tam manasıyla “halkının hizmetçisi” olan liderler de yok değil!
Levi-Strauss’un anlattığına göre Brezilya’daki Nambikwara yerlileri şeflerine neredeyse hizmetçi muamelesi yapıyorlarmış. İnsanları eğlendirmek de besin temin etmek de savaşta ön safta dövüşmek de şifacılık ve büyücülük işlerine bakmak da şefin göreviymiş. Bir...