AK Parti’ye oy veren vatandaşlar da Türkiye’de yaşıyor, dolayısıyla özellikle ekonomideki vahamet iktidar seçmenini de rahatsız ediyor, kuşkusuz. Başka konularda da kötü yönetimin eseri olan olumsuzluklardan herkes etkileniyor. Eğitimin, tarımın, yargının vs. durumu ortada.
Bu bakımdan şimdikinden daha iyi bir yönetimi arzu etmeyen hiç kimse yoktur herhalde. AK Parti seçmeni de öncelikle kendi partisinin değişmesini, sorun üretmek yerine sorun çözen politikalar geliştirmesini bekliyor. Bu beklentinin gerçekleşmeyeceğini de görüyor ama gidecek yer göremiyor. Çünkü mevcut iktidarın tek alternatifi durumunda olan CHP’nin geleneksel çizgisi -veya imajı- ve toplumdaki kutuplaşma seçmen kitlesinin büyük bölümünü her şeye rağmen bu partiden uzak tutuyor.
Gerçi ana muhalefet partimiz aşağı yukarı son on yıldır, sağ partiler lehine otuza yetmiş oranlarında sabitlenmiş bulunan, seçmen dağılımını değiştirebilmek için çaba harcıyor. Zaten bugünkü sistemde iktidar olmak için “yüzde elli artı bir” oranında oy almak gerektiğinden cebindeki yüzde yirmi beşin -veya bilemedin otuzun- üstüne geniş seçmen kitlesinden takviye almanın yollarını arıyor.
Bununla...