Türkiye, çok yönlü kuşatma, alan daraltma, direnç düşürme hatta
küçültme senaryolarıyla karşı karşıya. Geleneksel müttefikleri ve
geleneksel düşmanlarının ortak taarruzu altında. İçeriden Kürt
milliyetçiliği eksenli terör, dışarıdan çokuluslu koalisyonun
tehditleri hatta saldırıları altında. İstiklal Savaşı'ndan bu yana
ilk kez bu kadar büyük bir hesaplaşma ile yüz yüze gelen Türkiye
iddialarının, coğrafyayı ayağa kaldırma çabalarının, yüz yıllık
vesayeti yok etme mücadelesinin kurbanı yapılmak istenmektedir.
Irak işgaliyle başlayan, Suriye ile devam eden parçalama projeleri
artık ülkemizin sınırlarına dayanmış, hatta sınırlarımızın içlerine
servis edilmiştir. Yıkım hesapları bir süre sonra Basra Körfezi
ülkelerine ve Suudi Arabistan'a yönelecektir. Çok yakın bir
gelecekte belki Lübnan Suriye savaşının içine çekilecektir.
İntikam saldırısı, ve şehir savaşları
Biz coğrafyamızda ulusüstü yapılar inşa etmeye çalışırken,
sınırları belirsizleştirip ortak tarih ve ortak kültürden yeni bir
zenginlik üretmeye çalışırken, coğrafyaya kadermiş gibi dayatılan
sömürge yöntemlerine son vermeye çalışırken varolan ülke sınırları
tartışmalı hale getirilmektedir.
Bu bir intikam saldırısıdır. Öyleyse intikam saldırılarına
“acımasız direniş”le karşılık bulacaksınız.