Hilal Kaplan Sabah Gazetesi

‘Tayyip yok, güneşli günler bizi bekliyor’

Darbe gecesi, yolda arabası durdurulan ve ne olduğunu soran bir vatandaşa, şimdilerde 'masum er' diye yansıttıkları FETÖ'cü askerlerden birinin, "Ordu yönetime el koydu. Tayyip yok, güneşli günler bizi bekliyor" diye cevap...

26 Ekim 2016 | 694 okunma

Darbe gecesi, yolda arabası durdurulan ve ne olduğunu soran bir vatandaşa, şimdilerde 'masum er' diye yansıttıkları FETÖ'cü askerlerden birinin, "Ordu yönetime el koydu. Tayyip yok, güneşli günler bizi bekliyor" diye cevap verdiği videoya denk geldim.
Alt düzey bir erin bile Cumhurbaşkanı'na suikasta gidildiğini bildiği o geceyi, "Ordu var, Tayyip yok" ifadesi özetliyor. Zira esas hedef ne bürokrasiydi, ne Ak Parti'ydi. Hedef Türkiye'nin ele geçirilmesiydi ve bunun karşısındaki tek güç Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu için, "Tayyip'in yok olmaması" bütün planları alt üst etmeye yeten tek 'detay'dı.
O gece Cumhurbaşkanı ele geçirilmiş olsaydı, bugün -elbette ki istisnalar hariç- devlet bürokrasisi de Ak Parti kadroları da darbecilere boyun eğmiş bulunacaktı.
O gece Cumhurbaşkanı ele geçirilmiş olsaydı, bugün "Acemi bir darbe girişimi bu" diyenlerin hepsinin aslında istisnasız darbecileri öven şerefsizler olduğu gerçeğini biliyor olacaktık. Maske takan bir değil ki...
Aslında darbe başarılı olsaydı, FETÖ'cülerin benimsemesi kararlaştırılan söylemi en iyi ele veren kişi 'İsrail İmamı' Kerim Balcı oldu.
Darbe gecesi FETÖ'ye ait kanalda yapılan yayında, Cumhurbaşkanı'nın halkı darbeye karşı çıkmak için sokağa davet ettiği kendisine bildirildiğinde, Erdoğan'ın hayatta olduğuna inanamayan Balcı'nın yüzündeki şaşkınlık ifadesini ve sesi titreyerek, "Bu, bu, bizzat Cumhurbaşkanlığı'nın sitesinden falan gelen bir şey mi?" diye soruşunu hatırlarsınız.
Ama Balcı'nın ele verdiği esas gerçek bundan fazlasıydı.
FETÖ'nün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ölü veya diri ele geçiremediğini anladığında, Balcı şunları diyecekti:

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Milli enerjide sessiz devrim 05 Aralık 2025 | 110 Okunma ABD-Venezuela krizinde neredeyiz? 03 Aralık 2025 | 212 Okunma Köstebek savcı şüphesi 02 Aralık 2025 | 523 Okunma Tüm yönleriyle Papa’nın ziyareti 28 Kasım 2025 | 267 Okunma Afrika’daki ilk G20: Stratejik penceremiz 26 Kasım 2025 | 125 Okunma