Bir grup arkadaşla birlikte organize olup kendi imkânlarımızla
deprem bölgesine gittik. Vatandaşlarımızın ocağını yakan ateşe bir
damla su olabilmek niyetiyle Kahramanmaraş, Adana ve
Hatay'daydık.
Yer, gök ve arasındaki her şeyin kırılgan olduğu bu yerde yara hâlâ
açık.
Zarifoğlu'nun "Ne çok acı var"
girizgâhındaki çok ne kadar çoka tekabül ediyorsa,
o kadar çok acı.
Yerin gövdesinden uğultuyla yükselen,
kelimelerin gövdesine ağır gelen bir acı.
Anasız evlatlar, evlatsız babalar, evsiz
milyonlar, enkaz arasındaki aile albümlerinde
kalan uzak anılar...
Diyeceğim şu: Normal hayatınıza dönün, tamam ama normale
dönmeyin. Duanızı, kalbinizi, elinizi buradan
çekmeyin.
İkincisi; nakdi yardım en sağlıklısı ama ayni yardım yapmak
istiyorsanız, mutlaka sahadan birileriyle ama en başta da
koordinasyonu sağlayan devlet kurumlarıyla iletişim içinde bunu
yapın.
Gördüğüm kadarıyla...