Bir anne, susuzluktan baygın düşen çocuğunu omzunda taşıyor.
Elinde su değil, kimliği var. Çünkü Gazze'de bir annenin çocuğuna
verebileceği tek somut şey artık o kimlik: Naaşının
kaybolmaması için...
Gazze'de ölüm sadece gökten inmiyor. Ölüm
şimdi ekmek sırasına gizlenmiş, yardım
kamyonunu bekleyen insanların
ayaklarına dolanıyor. Bir somun ekmek ya da birkaç
avuç un için saatlerce bekleyen kalabalığın üzerine açılan ateş,
sadece mermileri değil, insanlığın suskunluğunu da kusuyor.
Son haftalarda yaşananlar bir savaşın değil, sistematik bir yok
etme politikasının ürünüdür. Yardım sırasındaki sivillerin üzerine
defalarca ateş açıldı. Son olarak 20 Temmuz'da, yardım konvoyuna
doğru koşan kalabalığın üzerine İsrail askerlerinin açtığı ateşle
79 kişi hayatını kaybetti. Önceki haftalarda ise bu sayı 875'i
buldu. Yarısı kadın ve çocuk.
Bu bir hata değil. Bu bir tercih.
Gazze'deki kıtlık artık "yaklaşıyor" değil, yaşanıyor. BM'ye göre
bazı bölgelerde gıda fiyatları 1.400 katına çıktı. Akşam yemeği
kavramı yok; bir...