ABD, Türkiye'ye global 17-25 Aralık'ı yaşatmak istiyor. İçeriden
Halkbank'ı yıkamadılar, ekonomimizi çökertemediler. Ellerinde
patladı. Şimdi bunu 'okyanus ötesi'nden deniyorlar.
Aslında ABD'ye teşekkür etmeliyiz! 15 Temmuz'un bir ABD operasyonu
olduğuna dair yeterince delil göremeyenlere, en azından 17-25
Aralık'ın kendi operasyonları olduğunu gösterdiler. Ve elbette
FETÖ'nün de kendi köpekleri olduğunu.
Eski ABD Büyükelçisi Ricciardone, 17 Aralık operasyonuyla ilgili,
"Bir İmparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz" demişti. Sözlerini
eline verip yollamıştık. Şimdi de öyle olacak inşallah. Vatanı
namusu bilenlerin, cebine göz diken ABD'ye yine en güzel cevabı
vereceğiz.
Devletimiz soruyor
ABD Büyükelçiliği, burayı iyi çevir: Bizi nerden kırmaya
çalışıyorsanız orada birleşeceğiz. NATO'da hedef tahtasına
koyduğunuz Atatürk'ü savunacağız, Erdoğan'ı savunacağız, Türkiye'yi
savunacağız.
12 Eylül günü, "ABD, Zafer Çağlayan'ı nasıl dinledi?" başlıklı
yazımda, yasa dışı yollarla elde edilen delillerin hangi içerikte
olursa olsun mahkemede kabul edilmeyeceğinin hukuk devletlerinin
asgari ilkesi olduğunu yazmıştım. 17-25'i burada çökerten esas
hukuki nitelik buydu. Ancak ABD, Türkiye'de yasadışı yollarla elde
edilen telefon kayıtlarını, kendi ülkesinde mahkemeye sunulabilir
delil olarak kabul ediyor. Yazıda bunu sorgulamaya çağırmıştım.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız, Adalet Bakanlığı üzerinden
ABD'deki mevkidaşlarına bu sözde delillerin nasıl elde edildiğini
sordu. Ayrıca uluslararası hukuka ve iç hukuka açıkça aykırı olan
eylemleri gerekçesiyle New York Güney Bölgesi eski savcısı Preet
Bharara, savcı John H Kim ve diğer savcılık görevlileri hakkında da
soruşturma başlatıldı.
Cevabı bekleyeceğiz ancak unutmayın: Bu saatten sonra mevzu davanın
sonucu değil; Türkiye'nin ABD'ye ne kadar yoldan çıkmış (rogue) bir
devlet olduğunu göstermesidir.