Türkiye siyasetinin en çetrefilli dönemlerinden birinden
geçiyoruz. Ekonomik dengeler, dış politika sınavları ve toplumsal
dönüşümler bir yana iç siyasetteki kırılmalar da
giderek derinleşiyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın,
"CHP iç kavgayı toplumun
tamamına yansıtmaya çalışıyor" sözlerini
not etmiştim. Zira bu tespit, yalnızca muhalefet içindeki bir
çekişmeye değil, Türkiye'de muhalefet-iktidar ilişkisinin geçirdiği
yapısal dönüşüme de işaret ediyor.
Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye siyasetinde kendisini "devlet
aklı" olarak konumlamıştır. Ne var ki özellikle son yıllarda artan
biçimde bu iddia, parti içi hizipleşmeler, değişim
talepleri ve ideolojik
belirsizlikler arasında un ufak olmuş durumda.
2023 seçimleri sonrasında yaşanan liderlik tartışmaları,
muhalefetin sadece iktidara değil, kendisine de alternatif
üretemediğini gösterdi. CHP'nin geleneksel seçmeni, "iktidara
yürüyen bir değişim" umudunu artık parti içinde değil, bireysel
figürlerde arıyor. Bu durum, siyaset sosyolojisi açısından ciddi
bir...