Ekrem İmamoğlu'nun Karadeniz turunu İstanbul halkının
bütçesiyle gerçekleştirdiği söyleniyor. Bu yazıyı yazdığım zamana
dek bir yalanlama da gelmedi. İmamoğlu imzalı VIP otobüslerle
ulaşımdan düzenlenen mitinglere, dağıtılan İmamoğlu imzalı
Trabzonspor atkılarından halka verilen yardım kolilerine dek her
şey İstanbullunun verdiği vergilerle karşılanmış.
Türk siyaset tarihinde bir ilk; bir ilin belediye başkanı
cumhurbaşkanlığı hayali peşine düşüp kamu bütçesini kendi
olası adaylık kampanyası için harcıyor. Üstelik bunu
o kadar müdanasız biçimde yaptılar ki İBB Muhtarlıklar
Daire Başkanı Yavuz Saltık, sosyal medya hesabından İBB
bütçesiyle Karadeniz'de dağıttıkları yardımları
-aileleri de ifşa ederek- paylaştı.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak'a bu sorulduğunda ise Suudi Arabistan
gezisinde umre yapmamızla mevzuyu bir tutmuş. Kâbe'nin dizinin
dibine kadar gidip otel
odalarımızda pineklemek yerine umre yaptığımız
için suçluymuşuz! Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm gün resmi
görüşmelerini gerçekleştirip, ezan vaktine yakın umre yapıp, iki
hurmayla sahur edip ertesi gün yine resmi temaslarını sürdürdüğü
için suçluymuş!
Kendi il belediye başkanları, bir il gezisine bile otobüs
dolusu gazeteci götürürken sorun değil
ama Cumhurbaşkanı'nı takip eden gazeteciler olması suç,
öyle mi? Üstelik gezilerdeki her tür
masrafımızın gazetelerimiz tarafından
karşılandığı ortadayken... Esas siz
elektrik faturası ödemeyen "mütevazı" Genel Başkan'ınızın
bayramda yaptığı 400 bin liralık tatilin parası kimin cebinden
çıktı, onun hesabını verin.
Öztrak, şayet İmamoğlu'na sahip çıkmasaydı sorun olmayacaktı. Fakat
böylelikle CHP Genel Merkezi, İmamoğlu'nun kifayetsiz
muhterisliğine ortak oldu. Bir il belediye başkanının,
yönettiği ile ait kamu parasıyla şahsi siyasi
hülyalarının ardı sıra koşmasını savunanlar, yarın öbür
gün Beytülmâl'e neler yaparlar, siz düşünün.