Oslo Anlaşmaları, Filistin mücadelesini müzakere labirentine
sokarak zamana yayılmış bir etkisizleştirme stratejisine
indirgemişti. Bugün Trump–Netanyahu ekseninden
duyurulan "çözüm modeli" ise aynı yöntemi bu kez
Gazze üzerinden yeniden üretiyor. Bir nevi
"Gazze'nin Oslo'su" dayatılıyor.
Çünkü önerilen mimari, tanıdık bir mantığı yeniden işletiyor:
Direnişi diplomatik oyalamayla soğurma,
coğrafyayı yönetilebilir parçalara bölme,
egemenliği sembolik idareye indirgeme ve
İsrail güvenliğini mutlaklaştırma.
1993 Oslo sürecinde FKÖ, bağımsız bir
Filistin devleti vaadiyle masaya oturdu ancak bunun
karşılığında İsrail'i tanımayı, silahlı mücadeleyi terk etmeyi ve
Batı Şeria ile Gazze'de kısıtlı özerkliğe razı olmayı kabul etti.
Beş yıl içinde Kudüs, mülteciler, sınırlar ve yerleşimler
çözülecekti; hiçbirinin gerçekleşmediği ortada. İsrail...