Katil Netanyahu'nun şu sözleri hâlâ havada asılı duruyor: "Katar
başta olmak üzere teröristlere ev sahipliği yapan tüm ülkelere
söylüyorum: Ya onları sınırdışı edin ya da yargılayın; çünkü siz
yapmazsanız biz yapacağız." Bu yalnızca bir tehdit değil; bölge
ülkelerinin egemenliğini yok sayan, diplomasiyi kendi çıkarına
katleden açık bir vesayet ilanıdır. İsrail artık sadece işgalci bir
aktör değil, bölgesel ve uluslararası düzeni kendi güvenlik
kurgusuna göre şekillendirme iddiasındadır.
Bu sert tablo karşısında sadece devletler değil,
vicdanlar da devreye giriyor. Sumud
filosu tam da bu vicdani hattın temsili oldu.
Filoya katılanlar yalnızca bir parça
yiyeceği Gazze'ye ulaştırmaya çalışmıyor;
hafızayı uyandırıyor, insanlığı yerinden
sarsıyor, unutturulmak istenen bir
trajediyi zihinlerde diri
tutuyor. Bu çaba küçümsenemez.
Ancak şunu dürüstçe söylemek zorundayız: Bu tür sivil aktivizm
örnekleri, ne kadar cesur ve anlamlı olursa olsun, İsrail'in
kuşatmasını kıracak, Gazze'ye kalıcı nefes aldıracak bir...