FETÖ çatı davasının firari sanığı ve eski Koza Holding
yöneticisi Akın İpek, FETÖ'nün en zengin ettiği işadamı olması bir
yana âdeta sıfırdan kurduğu bir finansal projeydi. Darbeden bir yıl
kadar önce, maddi kaynaklarının önemli bir kısmını da taşıyarak
İngiltere'ye kaçmıştı. Dün, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin iade
talebini değerlendiren İngiliz mahkemesi, talebi İngiliz
kanunlarına uygun bularak Akın İpek'in pasaportuna el koydu;
evinden ayrı bir yerde kalmaması ve takip için telefonunu
kapatmaması şartıyla, 50 bin pound kefaletle "ev hapsi"ne kararı
verdi. Nihai hüküm, eylül ayındaki celsede verilecek.
Bunu iki şekilde okumak mümkün. İlki, alınan kararla, İngiliz
mahkemelerinin iadesi istenen FETÖ'cülere dair süreç başlatacağına
ve İngiltere'de ikâmet eden Kerim Balcı gibi üst düzey FETÖ'cülerin
de iadesine ilişkin hukuki zeminde emsal olacağı ortaya çıktı.
Öte yandan mezkûr karar, geçtiğimiz hafta Anadolu Ajansı muhabiri
tarafından işyeri ve arabası görüntülenen İpek'e, İngiliz mahkemesi
tarafından "yerinden kıpırdama" talimatı verildiği olarak da
okunabilir.
İpek iade edilmeden net bir kanıya varmak güç. Ancak her halükârda,
FETÖ'nün önde gelen bir Batılı ülke tarafından zan altında
bırakıldığı ve iadesi istenen üst düzey bir FETÖ'cü hakkında
Türkiye'nin talebi üzerine hukuken harekete geçildiğini göstermesi
bakımından bir ilktir.
Türkiye'nin Batılı ülkeler içindeki 'en rasyonel muhatabı' olarak
tanımladığım İngiltere'nin parlamentodaki Dış İlişkiler Komitesi,
geçtiğimiz sene yayınladığı raporda darbenin arkasında
"Gülenciler"in olduğu noktasındaki kanaatini de açıkça beyan
etmişti.
ABD ile Türkiye arasındaki suçluların iadesi anlaşmasına göre,
talep eden taraf, ilgili konu hakkındaki tüm delil ve belgeleri
teslim etmesine mukabil, söz konusu iadesi talep edilen kişi iade
edilmese bile gözaltına alınmak durumundadır. Önümüzdeki günlerde
İngiltere'deki bu kararın bir benzerini, aramızdaki anlaşmaya uygun
olarak ABD de uygulayabilir. İlk etapta Gülen iade edilmese bile,
örgütüyle rahat iletişim kurma kanallarının önüne geçecek şekilde
polis velayetine alınırsa, Türkiye- ABD ilişkileri açısından da
önemli bir dönüm noktası olacaktır.