Halkbank'ın FETÖ'cülerce basılmasının ertesi günü, 18 Aralık'ta,
ABD'nin İran'a yaptırımları denetleyen Hazine Bakanlığı Müsteşarı
David Cohen İstanbul'a gelmişti. Geliş sebebinin, "İran'a yönelik
ekonomik yaptırımlar ve Suriye'deki cihatçılara sağlanan bağışçı
desteklerini de içine alan yasadışı finans hareketleri" olduğunu
basına sızdıran Cohen, ziyaretinin daha önceden planlandığını iddia
etmişti.
ABD hükümetinin de, %64'ü Brezilya devletine ait olan Petrobras
yetkililerini yasadışı yollarla dinlettiği Eylül 2013'te ortaya
çıkmış ama örtbas edilmişti. Petrobras aleyhindeki soruşturma da
altı ay sonra, Brezilya'nın Zekeriya Öz'ü Sergio Moro tarafından
başlatılmıştı.
İşte geçen hafta, Petrobras operasyonuyla başlayan dalga, Devlet
Başkanı Dilma Rousseff'i ve Brezilya demokrasisini yuttu! Brezilya
Kongresi'nin üst kanadı olan Senato, 54 milyon seçmenin oyuyla
seçilen Rousseff'i, 61'e 20 oyla azletti. Rousseff, yaptığı
savunmada sicilinin temiz olduğunu belirtip, kendisine karşı
yapılanın bir siyasi darbe olduğunu söyledi. Böylelikle 2002'de
Brezilya'da iktidar olan İşçi Partisi, 14 yılın ardından zorla
iktidardan indirilmiş oldu.
17-25 Aralık başarılı olsaydı, yabancı basın yukarıdaki
paragraftaki özneleri değiştirip, aynı haberleri Türkiye için de
geçecekti.
Gezi kalkışmasından 15 Temmuz'a kadar, ağır çekim bir darbeyi
yaşadık aslında ve sonuç alamayanlar en sonunda askerî darbe
yöntemine başvurdular.
7 Haziran sonuçları, ağır çekim bir darbe sürecinin başarıya
ulaşabileceğine dair en somut işaretti. HDP lideri Demirtaş'ın,
daha ilk basın toplantısında 'Korkma asmayacağız, adil
yargılayacağız' demesi bunun ifadesiydi. "Yargılayacağız"daki 'biz'
öznesine kendisini dahil etmesi de, işbirliği içinde olduğu güçleri
ele veren bir detaydı.