Anayasal hukuk devleti
düzenini çiğneyip geç, kafana
göre parlamenter rejime ayar
ver, tek başına iktidar olamayınca, “Millet beni
seçti, ne sınırından sözediyorsunuz” diye haykır...
Söylem dili, çektiği restler,
kafa tutma,
muhtarlara “muhbir yurttaş” olmaları
için bir araya gelip, “Kim, nerede, ne yapıyor,
mahallende oturanların soyu-sopu ne, araştır, hainleri
orada barındırma” diye buyruk ver...
Sen tam yetkili tek karar
verici ol!
Bunu bangır bangır her yerde açıkla:
“Ben fiilen böyle yaptım, fiili durum yarattım, anayasayı
çiğnedim, gelin yenisini yapalım, darbe anayasasından
kurtulalım...”
Böylesini görmemiştik, gördük!
Dayattıkça dayatıyor, yeni bir algı
operasyonu
yapıyor, toplumu ayrıştırdığı,
ötekileştirdiği yetmezmiş gibi yeni adımlar atıp
gücünü göstermeye çalışıyor.
Yaptıklarının tümü parlamenter
sisteme, hukuk devleti
düzenine aykırı!
Kasımda erken seçim olasılığı yüksek olduğu için
memleketi Rize’de başlattığı bilinçli algı
operasyonunu tüm Türkiye’yi dolaşıp
uygulayacak.
Usta işi bir yöntem bu!
Tuzağa düşen düşene...
Kılıçdaroğlu, Bahçeli başı
çekiyor...
AK Saray da bunu istiyordu...
Sözcükleri algıya ve dayatmaya yönelik bir seçim söylemi, ama iki
lider de oyuna geldi...
Dolar almış başını gidiyor, cari
açık
büyüyor, turizm gelirleri dibe vuruyor,
yabancı yatırımcı pılıyı pırtıyı
toplayıp kaçıyor ama yurdum insanı bunun
ayrımında değil...