Dile kolay, 13 yıllık tek başına iktidar dönemi bitti, bir başka
deyişle “saltanat dönemi” sonlandı...
AKP’nin önde gelenlerinin,
bakanlarının, yöneticilerinin bu
dönemin “millet iradesi”yle sonlandırılmasını
bile içlerine sindiremediklerini dün
sabah televizyonları izlerken gördüm.
Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın “HDP
bundan sonra çözüm sürecinin ancak filmini
yapar” açıklaması, Bülent Arınç’ın “AK
Parti’yi yok etmek için oluşturulmuş
bir projedir” sözleri
gerçekten demokrasimiz adına hem
üzücü hem dedüşündürücüdür.
Her iki açıklamanın içinde üstü örtülü değil, çok açık bir gözdağı
var!
AK Parti, 7 Haziran seçimlerinden birinci parti olarak çıkmış,
ancak tek başına
iktidar olamamıştır.
Halkın
kararıdır bu!
Demokrasilerde bir siyasal partinin sürekli iktidar olması mı
gerekir!
Hele hele, Arınç gibi deneyimli ve dürüst bildiğimiz bir
siyasetçinin, HDP’yi
bir projepartisi ve “koç
başı” olarak göstermesini gerçekten anlamış
değilim.
CHP, MHP ve paralel yapı, iç-dış güçler el ele
verip HDP’yi güçlendirip Meclis’e
sokmuşlar.
Yalçın Akdoğan’a gelince...
Onun şu sözlerine bir bakın Tanrı aşkına:
“Madem yüzde 13 oy aldılar, Kandil’e çağrı yapsınlar
ve PKK’ye silah bıraktırsınlar...”
***
AKP, tek başına iktidar
olamadığı için, halkın
iradesini, verdiği mesajı algılamak yerine HDP,
CHP ve MHP’ye
yükleniyor...
13 yıllık iktidar onların başını döndürmüş, sandıktan birinci parti
olarak çıkmalarına karşın...
Aldıkları oy oranı yüzde 40’ın üzeri olmasına karşın hâlâ “HDP
proje partisidir, dağdakileri indirsin bakalım” gibi
çıkışlar yapıp, Saray’ın hoşuna
gidecek mesajlar veriyor AKP’li bakanlar...
Halkın seçimlerde
verdiği mesaj ise çok
açık...