2015’in son günü bugün...
Bir yıl ne kadar çabuk geçti?
Hayatın sayfalarına bakıyorum, olup bitenlere,
Güneydoğu’ya, şehit haberlerine, kör kurşunla katledilen çocuklara,
insanlara...
Karanlık bir dalganın sarkacını arayan insanlar arasında
dolaşıyorum, mavi akşamları arıyorum.
Bembeyaz masalarda evrenin gökkuşağı rengine kin, nefret, korku
işleyenler oturmuş.
Yaşam sanki durmuş. Saatler ölüm
haberlerine göre
ayarlanmış.
Gizli bir yeraltı acısı şafaktan az
önce denizin üzerine
düşüyor...
Öfke soluyanlar, düşmanlık tohumuyla beslenen, o hüzünlü bakışı
görmezden geliyor.
Kuşku dalga dalga yayılıyor yaşadığımız kadim
topraklarda.
Denizin dibinde, kavurucu bir soğuğun, yağan karın
altında geçmiş
yıllara doğruyolculuğa çıkıyorum.
Bir gemi geçiyor Boğaz’dan, başımın üzerinde çığlık atarak
dönüyor...
Alçalan sis bulutları içinde o taze güzellikler, hayatın derin
suları, ölümler...
30 yılda 40 bin ölü...
Ölü ve etkisiz teröristler...
Ne derseniz
deyin!
Bugüne dek geçen süreç neyi değiştirdi?
Akan kan...
Oluk oluk akıyor Güneydoğu’da...
Hayat durmuş, kentler kuşatılmış...