Laik, çağdaş, bilimsel eğitimi savunmak suç mudur?
Türkiye Cumhuriyeti’nin laik eğitim politikalarını “din düşmanlığı”
olarak gören bir düşünce yapısının, “Proje Okul” uygulamasını
devreye sokmasındaki amaç, bilimsel eğitimi yok saymaktan başka bir
şey değildir...
Türkiye’nin önde gelen liselerinin eski müdürlerinin bu konudaki
görüşlerini arkadaşımız Figen Atalay Cumhuriyet’te yazdı.
Proje okullarına rastgele seçilmiş yönetici ve öğretmen atamalarına
yapılan ciddi eleştiri ve uyarıları kimsenin dinlediği falan
yok.
Okullar açılalı bir ay oldu...
Bu süreçte öğrenciler eylem yaptıkları için derslere girmedi...
Eğitimde geçen boş bir ay!
Okul yöneticileri diyor ki:
“Proje okulla eğitimde bir üst düzeye gelinecek sandık. Artık
puanla üniversiteye girecekler, diye düşündük ama yok.”
Cumhuriyetin eğitim ilkelerini yok etmek Türkiye’yi eğitimsizliğe
götürür.
Eğitim politikalarının tümünde imam hatipleştirme kimliğini, tek
mezhebin öğretisini dayatmak istemi, özgür birey yetişmesinin
önündeki en büyük engel olduğunu söylemek zorundayım.
Mezhepçi bir dayatma, evrensel insan haklarını, inançları, özgür
birey yetiştirmeyi, aydınlanmayı bir çırpıda yıkıp atar.
Kendi gibi düşünmeyeni düşman beller... Tek tip insan modeli
oluşturur... İntikam, nefret duygularını körükler.
Bu duygular, ırk, din, inanç, mezhep ayrımcılığına neden olur.
Okulları laik, bilimsel, çağdaş eğitimden uzak tutmak
ihanettir.
***
Laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinin eğitim sisteminde bir
kırılma olursa, demokrasi, temel hak ve özgürlükleri ne olur?
Bu sorunun yanıtını ülkeyi yönetenler çok iyi düşünüp vermeli.
Demokrasi ekseni kayarsa temel hak ve özgürlükleri savunanlar
“hain” olarak yaftalanır...
Hele hele son yıllarda giderek yaygınlaşan “laikçiler” yaftası
ülkeyi çıkmaz sokağa sürükler, içinden çıkılmaz bir durum ortaya
çıkar...
Proje okul eylemlerinde yaşananlar, laik, bilimsel, çağdaş eğitimi
savunanlara TOMA ve polisle engelleme çağdışıdır.
Dünyaya rezil olmayalım...
Hukuksuzlukları durdurmak gerekir...
Eğitip gasp edilmemeli...