Bazen zamanı durdurmak geçer insan aklından, nice kıyımları
unutup yaşamı çoğaltmak, anlamsızlığın gerisinde duran bir boşlukta
anıları gizli bir yere koymak...
Peki kaç yıl oldu Hrant Dink alçakça katledileli? Uğur Mumcu
cinayetinin gerçek failleri kimdi? Musa Anter’i öldürenler niçin
gecenin karanlığını seçmişlerdi Diyarbakır’da?
Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, kentin en işlek caddesinde
korumalarıyla nasıl öldürülmüştü?
Yaşamın derin denizlerindeyiz, kimi zaman umut, kimi zaman acı ve
hüzün topluyoruz...
Umutlarımızı çoğaltmak, insanca yaşamak, demokrasiyi temiz bir hava
gibi solumak, sermaye-emek çelişkisini görmek, vahşi kapitalizmin
güler yüzlü küreselleşme oyunu karşısında Ortadoğu’nun yangın
yerine dönüşmesini seyrederken birbirimizi yemek, Kilis’e atılan
IŞİD roketlerini görmezden gelmek, oluk oluk kan akarken
birilerinin “büyüklere masallar” anlatmasını dinlemek...
Sahi biz yaşamın içinde miyiz, insan sevgisinden ne anlıyoruz,
köktendinciliği nasıl yorumluyoruz?
Bizim için demokrasi, özgürlük kavramının anlamı ne?
İnsanlarımızı kör teröre teslim eden bizler, hayatın akışını
seyrettik, kapatılan dosyaları, zamanaşımlarını gördük tarihin
sayfalarında.
Hrant Dink cinayeti bir türlü aydınlatılamadı on yıl içinde...
Daha dün yaşadığımız katliamlar...
Reyhanlı’dan Suruç’a, Ankara’dan İstanbul’a...
Korkularımız giderek artıyor...
Sahi korku titreyen bir sevda mıdır bizler için, kim anlatacak bana
bunu, kim!