Belki bir genç kızsın, belki bir delikanlısın... Kırkını aşmış,
saçlarına kır düşmüş bir babasın belki; aynı yaşta
bir annesin, yaşamın içindeki acıları katık ederek çocuklarını
büyüten...
Belki torunlarıyla bir çay bahçesinde umulmadık
saatlerde geçen trenleri bekleyen, sevda düşlerini geçmiş
zaman sevişmelerinde büyüten dedesin, anneannesin...
İşçisin, memursun, emeklisin, öğrencisin...
Belki gazeteci, şair, belki de işadamısın.. İçerdesin,
dışardasın, kahvede, sinemada, belki de boştasın...
Sınır boyunda nöbette bir asker, dağda gerilla, cezaevinde tutuklu
ve hükümlüsün...
Söyleyin bana siz şiir sever misiniz, âşık olur musunuz,
bir kadının saçlarının kokusunu, erkeğin ok gibi
olmuş kirpiklerinin etkisini hisseder misiniz?
Sevda, insan yüreğinin bir parçasıdır. Sevda coşku, sevda
çözülmesi zor bir bilmecedir. Sevda kimi zaman bir zehir,
kimi zaman bir kaşık süzme baldır...
Söyleyin bana siz sevdasız yapabilir misiniz?
Sık sık âşık olup kaybolup gittiniz mi hiç?
Hiç atlı karıncalarda çocuklaşıp, dönme dolapta çılgınlaştınız
mı?
Bir sabah uyandığınızda gökyüzünün mavi derinliğinde yüzünüzü
yıkadınız mı?
Bir bahar sabahı çocuklarla seksek oynayıp, ip atladınız
mı, uçurtmalarınızı beyaz bulutlarla konuşturdunuz mu?
Bakın sormayı unuttum: Eğer doğru yanıt verecekseniz soracağım,
sahi siz yaşamınızda hiç aşkın uçan bir kuş
olduğuna tanık oldunuz mu?
Sevdiğiniz kadın ve erkek için, eğer olanağınız ol...