Temel hak ve özgürlükler, insanlığın yüzyıllar boyu süren
mücadeleleri sonucu elde edilen kazanımlardır...
Bu özgürlüklerin
düzeyi çağdaş toplum olmanın
göstergesidir.
Çağdaş dünyanın bir parçası olan Türkiye’nin
temel hak
ve özgürlükler açısından hak
ettiği konuma getirilmesi, toplumumuzun da beklentisidir.
Bir toplumdaki en önemli unsur, bireylerin kendi hak
ve özgürlüklerinesaygı duyulduğuna
olan inançlarıdır.
Bireylerin hak ve özgürlüklerine saygı, demokratik bir siyasi
rejimin toplum tarafından benimsenmesinin, toplumsal
barış ve huzurun temel
koşuludur.
Çünkü demokrasi hoşgörüye ve her düşünceye saygıya
dayanan bir sistemdir.
Yurttaşların bir
kısmının daha üstün haklardan
ve özgürlüklerden ya da ayrıcalıklardan
yararlanması olası değildir.
Yarışı kazanmak ve iktidara gelmek, çoğunluğun
iradesinimutlaklaştırmaz...
Çağdaş demokrasinin en çok önemsenen niteliklerinden biri,
çoğunluğun hiçbir koşul altında temel hak ve özgürlükleri tartışma
konusu
yapmaması, azınlıktabulunanların hak
ve
özgürlüklerine saygılı olmasıdır.
***
Hayat kendi akışı içinde geçiyor... Ülkemizde çağdaş demokrasi
bir türlü yaşam biçimi olmuyor.
Oysa azınlıkta kalan görüşlerin ve muhalefet hakkının
anayasayla güvence altına
alınması demokrasinin çoğulcu niteliğini pekiştirir...
Peki, nedir çoğulcu nitelik?
Sık sık altını çizdiğim gibi başta İnsan Hakları
Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi, Paris Şartı,
Helsinki Nihai Senedi...
Türkiye’nin taraf
olduğu uluslararası sözleşmelerin insan
hakları alanında getirdiği standartların hayata
geçirilmeleridir.
Bugün başta AKP olmak üzere Meclis’te
olan MHP, HDP gibi
partiler, Meclis dışında olan siyasi
oluşumların tümünün programlarında
temel hak veözgürlükler yer
alır.
Ayrıca yine siyasi partiler tüm yurttaşların özgür haber alma ve
düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder...
Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından
biri özgür medyanın varlığıdır...
Başta anayasa olmak üzere, medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele
alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen
ve demokratik toplum
düzeniningerekleriyle bağdaşmayan
yasak ve cezaların kaldırılması gerekir özgür bir toplum olmamız
için...
***
Daha önce yazdım ama yinelemekte yarar var:
AKP 2002 seçimlerinde yani 15 yıl önce
bu sözlerle çıktı yola.
Tek başına iktidar oldu...
Geldik bugünlere...
Verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı, FETÖ’cü
kanlı darbe kalkışmasının ardından OHAL geldi.
Birlikte, yağmur altında
yürüdüler, verdikleri sözleri
unuttular.
Verilen sözleri yağmur suları götürdü...
Temel ilkeler, çağdaş demokrasi, hoşgörü, çoğulcu
nitelik, özgürlüklerin
tartışılamayacağı, düşünceleri
yansıtma, yasak ve cezaların kalkacağı...
Hepsini ama hepsini...
Sular götürünce ortada
kum kaldı.
Yazılı ve görsel medyanın özgürlüklerinin titizlikle korunacağı ve
tekelleşmeye fırsat tanınmayacağı bizim için masal oldu.