Sabah uyandığımda bahçeye baktım...
Ağaçlar çiçeklenmiş, onların hayata bakışı başkalaşmış.
Ağaçların hayata bakışıyla insanların bakışı arasında dağlar kadar
fark var...
Kahvemi yudumlarken hayatı, aşkı, sevdayı, sevgiyi düşündüm bir
süre. Okmeydanı’nda gaz fişeğiyle vurulan 15 yaşındaki Berkin
Elvan’ı. Acılarını yüreklerinde saklayan annesini, babasını,
yakınlarını.
Berkin’i başından vurup ağır yaralayan polis E.Y’nin, savcılığın
gönderdiği görüntüleri izleyip “Hayır o ben değilim” dediğinin
ortaya çıkması benim için çok önemliydi.
Hilal Köse, Cumhuriyet’te “vurulalı bin gün oldu, acı taptaze”
demişti haberinde.
Polis memurunun o ben değilim demesi, acılı aile, hayat iç içe
girmişti...
Biz bu ülkede çocukların öldürülmesine, tecavüze uğramasına,
falakaya yatırılmasına alışkındık.
Biz aşkın, sevginin, barışın, insanlığın önüne kalın bir duvar
çekmiştik.
Şehitlerimiz birer ikişer bayraklı tabutlarla taşınırken “Şehitler
ölmez vatan bölünmez” diyerek terörü sonlandıracağımızı sanmıştık
hep.
Oysa o erler, uzman onbaşılar, çavuşlar, astsubaylar, polisler de
ölürdü...
Kimi polisler ise öldürür...
Ali İsmail’i polis, eli sopalı fırın işçileriyle birlikte başına
vurup tekmeleyerek öldürmemişler miydi? Ankara’da Ethem Sarısülük
polis kurşunuyla vurulmamış mıydı?
***
Yıllar çabuk geçiyor, kimi yaşanan acılar unutuluyor benim
ülkemde...
Kenan Evren, çocuk yaştaki Erdal Eren darağacında asılırken
“Asmayalım da besleyelim mi” demiş, 1982 Anayasası oylamasında
yüzde 90 “evet” oyu almıştı...
Şimdilerde adı FETÖ’ye çıkan Fethullah Gülen, Nurcuların Yeni Asya
kolundan kopup darbecilere destek vermişti.
90’lı yıllarda 80 öncesi olduğu gibi faili meçhul cinayetler ve
terör kan gölüne çevirdi ülkeyi...
Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Vedat Aydın, Musa Anter, Uğur Mumcu,
Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink, Metin Göktepe...
Kıyımlar, katliamlar...
Hizbullah’ın devlet eliyle beslenmesi, şehitlerimiz, Güneydoğu’daki
demokrat Kürtler...
At izinin it izine karıştığı yıllardı...
Meclis’te milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, içeriye
alındı...
Bugün HDP’li kimi milletvekilleri hakkındaki fezlekeler
TBMM’de...
Aradan 22 yıl geçmiş...
Geriye dönüyoruz...
Sahi Tahir Elçi’yi öldüren kim, bilen var mı?
Bunu sormam sözün gelişi...
Toplumu ötekileştirmek, “çözüm süreci” masalıyla “Akil insanları”
yedi bölgeye salıp “ileri demokrasiye geçiyoruz” demek göz boyamak
değil miydi?
Kendi çocuklarını koruyamıyor bu ülke...
15 yaşında öldürülen Berkin Elvan’ın annesi bakın ne diyor:
“Günüm yok, gecem yok, hayatım yok. Öfkem beni hayatta
tutuyor.”