Zamana yenik düştük, acıları bölüştük hayatlar dilim dilim yok
olurken...
Aradan bir süre geçti, Ortadoğu işgal
edildi, BOP’un büyük sermayesi
“ArapBaharı” geldi...
Önce Irak işgal edildi,
ardından Libya...
Yüz binlerce ölü, o kadar yaralı.
Nasıl da sevinmişlerdi “Ortadoğu’ya demokrasi geliyor”
diye.
Anlattıklarım bilinmedik şeyler değil...
Yaşadık, tanık olduk, tarihe not
düştük!
Benim şaşırdığım IŞİD’in kelle uçurmasından
korkan, Suudi Arabistan’ın kafa kesmesinde
“petrol ve dostluk” aramaya kalkan ABD, AB ülkeleri...
Sözün özü: Müttefiklerin, kılıçla kelle uçuran IŞİD’i yok etmeye
çalışmaları...
Esad, Rusya’nın koruma kalkanı altında, Kürtlerle
birlikte karadan, müttefik güçler havadan vuruyor IŞİD’in ele
geçirdiği yerleri.
Tam bu sırada ABD’de bir IŞİD militanı
kanlı terör eylemi, nefretten, şiddetten türemiş katliamı
gerçekleşiyor.
Olayı tersyüz edersek, insan hakları,
hukuk devleti düzeni,
demokrasi, barış içinde birlikte yaşamak
tutkusunu nereye koymak gerekiyor?
Nedense bu soruya yanıt veren yok!
Suriye bölünüp, parçalanmasa, iç savaş
çıkmasa IŞİD diye bir köktendinci örgüt ortaya çıkar
mıydı?
Bakın bu soruya yanıt var!
2 milyonun üzerinde mülteci almış bir
Türkiye, iktidarın Esad düşmanlığı, halifelik hevesleri, Musul
petrolleri düşüyle
önce El Nusra’ya kucak
açtı...
O çadırlar, sağlık ocakları, savaşçılar...
***
Yıllar çabuk geçiyor...
Ne çabuk
unuttuk Reyhanlı katliamını?
Zaten ölümlerle yatıp kalkıyor, şehit düşen altı aylık hamile
kadın polisimizi, askerimizi bir süre sonra “vatan sağ olsun” deyip
unutup gidiyoruz.
Şehitlerimiz, etkisiz hale getirilen
gençler, Kandil’de keyfi yerinde
babalar...
Kurulu düzenleri 30 yıldır sürerken, onlar için barış en büyük
tehlike. Hele HDP’nin Türkiye’nin partisi
olma yolunda attığı adımlar onları çileden çıkarıyor...
HDP ne yapsın, yakasını kaptırmış kurtulamıyor.
Kurtulması olanaksız, bedel ödemeye devam...
Burada olan yoksul
Kürtlere oluyor...