Vahşi bir terör örgütü IŞİD...
Gözünü kırpmadan çoluk-çocuk gözetmeksizin ölümcül eylemler
yapıyor.
O felaket gecesini, yaşananları, televizyon ekranlarından
izlediğimiz görüntüleri unutamıyorum.
Bir çocuğa giydirildiği öne sürülen bomba yeleğiyle yapılan bu
büyük katliam Bağdat’ta da yapılıyor, Ortadoğu’nun herhangi bir
ülkesinde de...
Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre 29 çocuğumuzu yitirdik.
Acımız büyük!
Biliyorum toplum olarak bu tür kanlı, vahşi katliamlara
alıştırıldık artık. Bir süre sonra unutuluyor. Bir başka katliam
içimizi yakıyor.
Hamasi nutuklarla bu terör belasından kurtulma olasılığımız yok
bizim...
Elbet bunu hem iktidar partisi, hem muhalefet biliyor...
Siyasiler hamasi nutuklardan bir an önce vazgeçip bu ülkede
demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam biçimi yapmalı.
Toplumu ötekileştirmeden, ayrımcılık yapmadan hem ülkemizde hem
Ortadoğu’da hayatı yaşanır hale getirmek için insan hakları
mirasına sahip çıkılmalı.
15/16 Temmuz’da korkunç bir darbe girişimine tanık olduk. Ahtapotun
kollarına benzeyen FETÖ’cülerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nde nasıl
örgütlendiğini geç de olsa anladık.
İç ve dış güçler...
PKK, IŞİD ve FETÖ...
Darbeci halk düşmanları en ağır cezaları hak ediyor.
Bunların hepsi doğru!
Bu çeteye katkı verenler, destekleyenler adalet önüne çıkarılıp
hukuk içinde yargılanırken “insan hakları hukuku” sakın ola ki
gözardı edilmemeli.
Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu’nun deyişiyle,FETÖ’nün iadesi
durumunda, olağanüstü koşullarda adil yargılama yapılabilir,
Türkiye bunun güvencesini ABD’ye verir.
Avrupa denetimi de zaten başlı başına bir güvence...
HHH
Ahtapotun kolları gibi Türkiye’den başlayarak Sovyetler Birliği’nin
dağılmasının ardından Orta Asya Cumhuriyetleri’ni, Kuzey Irak’ı,
Afrika’yı kuşatan Fethullahçılar, ABD’nin desteğiyle AB ülkelerinde
yapılanmaya başladılar.
Altın Nesil Vakfı, ABD’de eğitim alanına el attı, “Ilımlı İslam”
modelinin yaratıcısı durumuna geçip korunup kollandı...
Adana DGM 17 Ekim 2001 tarihinde RTÜK’e gönderdiği yazıda, “terör
örgütü” olarak nitelediği Fethullah Gülen Cemaati’nin “gelir
sağlamak, eleman ve taraftar kazanmak, örgüte müzahir kitle
oluşturmak amaçlı propaganda çalışmalarında” Samanyolu TV’yi araç
olarak kullandığının iddianamede yer aldığını bildirip ceza
uygulamasına gidilmesini istedi.
Ceza uygulandı mı?
RTÜK üst kurulu bu isteği geri çevirdi...
Peki, iktidarda kim vardı?
DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümeti...
Başbakan Bülent Ecevit, yardımcıları Devlet Bahçeli ve Mesut
Yılmaz...
Daha önce yazdım, anımsatayım...