15 Temmuz’u 16 Temmuz’a
bağlayan gece, Türkiye’de ne oldu? Bu soruya hiç kıvırmadan, sözü
uzatmadan yanıt vereyim:
“Türk Silahlı Kuvvetleri
içinde kadrolaşan
Fethullahçı (FETÖ’cü) subaylar darbe
girişiminde bulundu...”
Darbecilerin merkez üssü Jandarma Genel
Komutanlığı ek
binasıyla, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ydı...
Fethullah Gülen’in kim olduğunu, amacını, 40
yıldır yazıyorum...
Gülen’in tek amacı şuydu:
“Cami ve kışlayı ele geçirmek...”
15-16 Temmuz darbesinin
kıyısından döndük.
1 Temmuz
1999’da Cumhuriyet’te
yayımlanan “Fethullah
Gülen’in Gerçek
Yüzü” yazı dizimde bugünlere ışık tutarken
pek çok çevreden tepki alıyordum...
Yazdıklarımın tümü belgelere dayanıyordu...
Gülen ve cemaati; planlı sürdürdükleri
çalışmalarının (devletin tüm kurum ve kuruluşlarını ele geçirme)
önünde engel olarak TSK’yi
görmüşler; TSK içinde tam olarak kadrolaşmadıkları için orduyu ele
geçirme planından vazgeçmişlerdi.
Gülen, TSK’ye iyi görünmek için hizmet
çalışmalarını sessiz ve
derinden sürdürmüştü.
Askere karşı kimi siyasetçilerden alınmış ödünlerle polisi
güçlendirme yolu seçilmişti.
Burada
amaç asker-polis denkliğini oluşturmaktı.
Böylece ordunun darbe yapmaması için polis ağır silahlarla
donatıldı.
***
7 yıl
önce Ergenekon, ardından Balyoz,
Poyrazköy, Casusluk ve Fuhuş gibi
operasyonlarla TSK’nin altı oyuldu, özellikle
Fethullahçılar Jandarma ve
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda
yüzde 70- 80 örgütlendi.
Unutulmuş bir konuyu bugün dile getireyim...
Eski Genelkurmay Başkanı emekli
Orgeneral Necdet
Özel döneminde değişik rütbelerde görev
yapan 700
subay ve
astsubay Hava Kuvvetleri Yüksek Disiplin
Kurulu kararıyla ihraç edilmişti.
Atılan subay ve astsubayların Atatürkçü, laik, demokrat askerler
olduğu askeri çevrelerce çok
konuşuldu...