Ümmetin birliğini gerçekleştirmek için her bir mümine düşen
vazifeler var, vazife taksiminde önemli paylardan biri de
idarecilere aittir, ancak vazife grupları arasında ilişki,
zincirleme sebep sonuç ilişkisidir; arada kopukluk olursa sonuç
alınamaz.
Alimler ve kanaat önderleri etkileyebildikleri halk kitlesine
“ümmetin birliğinin hayati önemini” anlatacak, onlarda birlik şuuru
ve gayretinin yerleşmesini sağlayacaklardır. İdarecileri halk veya
onların gerçek temsilcileri seçeceğine göre ırkçı, bölücü, birlik
düşmanlarının işbirlikçisi, gafil, cahil… kimseleri başta devlet
başkanlığı olmak üzere önemli mevkilere getirmeyecekler, kazara
gelmiş olanları da tez elden değiştireceklerdir.
Makamını korumak isteyen idareciler halkın inanç ve taleplerini bir
an bile unutmadan hareket etmek durumunda kalacaklardır.
Alimler ve kanaat önderleri ümmetin birliğine zarar verecek iç ve
dış faaliyetler konusunda uyanık olacak, zamanında uyarı yapacak ve
uyanmayanları “manevi otoritelerini” kullanarak uyandıracak,
sapanları yola getirmek için meşru tedbirleri harekete
geçireceklerdir.
Hasılı bu sebep-sonuç zinciri kesintisiz ve aksaksız işleyecektir
ki sonuç alınabilsin.
Bugünkü konumuz idareciler olduğuna göre onların neler
yapabilecekleri konusunda akla gelenleri kaydedelim: